Müttakîlere Va'd Edilen İki Cennet

2 Ağustos 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Müttaki

Sûre-i Rahmân'daki "وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ جَنَّتَانِۚ ve limen hâfe makâme rabbihî cennetân" âyet-i kerîmesinde müttakîlere iki cennet va'd edilmişdir. Acaba bu iki cennetden murâd nedir? Bu suâlin cevâbını verebilmek için takvânın mertebelerini bilmek lâzımdır. 

Takvânın ilk mertebesi Allah'ın azâbından korkmakdır. Bunun alâmeti Allah'ın emirlerine uymak ve yasaklarından kaçmakdır. Meselâ ne gibi? Namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, haram yememek, yalan söylememek, kimsenin hakkına hukûkuna tecâvüz etmemek, içki gibi kumar gibi menhiyyatdan uzak durmak gibi. Bu mertebedeki müttakîlere va'd edilen iki cennetden biri dünyâ cennetidir. Bu da huzûrlu bir kalb, ağız tadı, vücûd sıhhati, âile saâdeti kısacası hoş bir yaşayışdır. Zîrâ Allah'ın koyduğu hudûdlara riâyet eden kimse, bu dünyâda da rahat eder. Yani dînlenen dinlenir. İkincisi âhiret cennetidir ki ona cennet-i ef'âl derler. Yemesi-içmesi, hûrisi-gılmanı bol olan, bedenî hazlarla ve cismânî lezzetlerle dolu olan cennetdir bu.

Allah korkusunun bir üst mertebesi, "Allah bana kulum demezse benim hâlim nice olur" korkusudur. Bu korku, Hakk'ın rızâsını alamama, Allah'ın sevgisini kaybetme korkusudur. Bunların da biri dünyâda diğeri ukbâda olmak üzere iki cenneti vardır. Dünyâdaki cennetleri, zikrullah ile mutmain olmuş bir kalbe, muhabbetullah ile dolu bir gönüle mâlik olmakdır. Bu nimete eren kişi daha dünyâda iken cennete girmiş demekdir. Bunların âhiretdeki cennetleri ise cennet-i sıfatdır. Cennet-i sıfatın nimetleri cennet-i efâlin nimetlerinden çok yücedir. Meselâ ne gibi? Sanatdan, edebiyatdan, mûsıkîden, sohbetden alınan zevk ile yemekden içmekden alınan zevk bir olur mu? Elbette olmaz. Bu müttakîler için cennet, Peygamber'in sohbetinde bulunmakdır, O'nun iltifâtına nâil olmakdır, evliyâullahın halkasında bulunmakdır. Bunlar, "Hazret-i Muhammed'in sofrasında bulunmadıkdan sonra, O'nun iltifâtına ermedikden sonra cenneti ben ne yapayım" diyen müttakîlerdir.

Takvânın en yüksek mertebesi, peygamberlerin ve Allah'a karîb olan evliyâullahın mertebesidir ki bunların korkusu Hakk'dan ayrı düşme, kurbiyyeti kaybetme korkusudur. Bunların dünyâdaki cennetleri mazhar-ı zât olmak, fenâfillaha ve bekâbillaha ermekdir, dâimâ müşâhede ve istiğrak hâlinde olmakdır. Âhiretdeki cennetleri ise likâullah ve rü'yetullahdır. Ehlullahın nutuklarında karşımıza çıkan, "cennet cennet dedikleri bir kaç köşkle birkaç hûri, isteyene vergil anı bana seni gerek seni" kabîlinden sözlerde geçen cennet, cennet-i efâldir. Onların arzu etdikleri cennet ise cennet-i zâtdır.

İki cennet var birinde türlü ni'metle safâ
Yok birinde nesne hergîz 'aşk-ı Hakk'dan mâ'adâ
Listeye geri dön