Muzaffer Efendi Hazretlerinin 1976 Haccı

9 Ekim 2014 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Efendi Hazretleri 5 Kasım 1976 tarihinde kırkdan fazla ihvânı* ile hac niyetiyle yola çıkarlar. Yola çıkmadan evvel Hazret-i Pîr Nureddin Cerrâhî kaddesallahu sırrahul fettâhî Efendimizin türbe-i şerîfini sonra mihmandâr-ı Resûlullah Hazret-i Hâlid radıyallahu anh Efendimiz Hazretlerini ziyaret ederler.

Kâfile bir otobüs ve bir de kamyon ile hareket etmektedir. Kamyona ihtiyaç duyulmasını sebebi ise, Mescid-i Nebî'de dağıtılmak üzere götürülen kırk bidon Karakulak suyu, hediye edilmek üzere götürülen birçok mushaf, mescidin hizmetinde kullanılmak üzere hediye olarak götürülen diğer eşyâlardır.

Aşağıdaki haritadan da görüleceği gibi, bu yolculukda oldukça uzun bir güzergâh tercih edilmişdir. Bunun sebebi, yolda mümkün olduğu kadar çok evliyâullah hazerâtının türbelerini ziyâret etme arzusudur. Yol üzerinde önce Bolu'da Hayreddin Tokâdî Hazretlerini ziyâret etmişler, sonra Ankara'da Hacı Bayram Velî Hazretlerine uğramışlar, oradan Konya'ya geçerek, Hazret-i Mevlânâ'yı, Şems-i Tebrîzî'yi ve Sadreddin Konevî'yi ziyâret etmişler. Tarsus'da Ashâb-ı Kehf ziyâretinden sonra Adana üzerinden Urfa'ya vâsıl olmuşlar. Urfa'da İbrahim aleyhisselamın ateşe atıldığı yeri, doğduğu mağarayı, Kâdirî hulefâsından Dede Osman Efendi'nin kabr-i şerîfini ve Said-i Nursî Hazretlerinin makâmını ziyaret etmişler ve Urfalıların büyük alâkası ve misâfirperverliği ile karşılanmışlar.
1976 Hac Seferinde Güzergâh

SINIR KAPISINDAKİ SÜRPRİZ

Suriye üzerinden Irak'a geçişde, sınır kapısında formaliteler yürütülürken, çölden bir zât zuhûr etmiş ve kâfildeki zevâtdan birine selâm verip Arap şîvesiyle bir şeyler söylemiş. Aralarında şöyle bir konuşma geçmiş  :

- Siz nereden geliyor?

- İstanbul'dan geliyoruz.

- İstanbul'da mesâcid var?

- Var tabii, hem de çok.

- Derâviş var?

- Bu otobüsün içindekilerin hepsi derviş.

- Seyyidiniz beni kabul eder mi?

- Bir sorayım, herhalde eder.

O zât doğru Efendi Hazretlerinin yanına giderek vaziyeti arz eder. Efendi Hazretleri de, "Hemen al getir, buyursunlar" der. Kimliği bilinmeyen ve nerden geldiği belli olmayan, Arapça şîvesi ile Türkçe konuşan o zât, otobüse biner, Efendi Hazretlerinin yanına gider ve musâfaha ederler. Kısa bir hasbihalden sonra o zât, kâfiledekilere bol bol duâ ederek oradan ayrılır.

Irak tarafına geçildiğinde, memurların gevşekliği yüzünden muameleler bir türlü bitmek bilmez. Ne kadar ricâ edilir ve dil dökülürse de memurlar geçişi ertesi güne bırakmakda kararlıdırlar. O aralık Suriye tarafında bir araçla Suriyeli bir subay çıkagelir. Doğruca memurların yanına giderek onları azarlar ve bir an evvel işlemlerin tamamlanması talimatını verir. Kâfile sınırdan geçene kadar da onların yanından ayrılmaz.

Efendi Hazretleri, İstanbul'a döndükden sonra bir sohbet esnâsında o hac seyahatinde bulunan ihvânına sorar, "Suriye-Irak sınırındaki o zâtı ve Suriyeli o subayı hatırlıyor musunuz?" der. Hepsi "Evet, tabii hatırlıyoruz." derler. "Kimdi onlar biliyor musunuz?" diye sorar. Tabii kimse cevap veremez. Efendi Hazretleri gülerek, "Onların ikisi de aslında aynı kişiydi, Sultan Abdülkâdir idi" buyururlar.
MUSUL - SAMARRA - BAĞDAD

Önce Musul'da Hazret-i Pîr Efendimizin halîfesi Yunus Musulî Hazretlerini ziyaret etmişler. Sonra Samarra'ya giderek on iki imam hazeratından Hazret-i Hasanü'l Askerî, Hazret-i Aliyyü'l Hâdî Efendilerimizi ve Hazret-i Muhammed Mehdî Efendimizin sırra kadem basdığı makâmı ziyaret etmişler. Daha sonra Bağdad'a geçerek, İmam-ı Mûsâ Kâzım, İmam-ı A'zam, İmam-ı Ebû Yusuf, Marûf-i Kerhî, Süreyr-i Sakatî, Cüneyd-i Bağdâdî, Abdülkâdir Geylânî Hazretlerini ziyâret etmişler. Hazret-i Abdülkâdir'in türbe-i şerîfinde zikrullah da yapmışlar.

ŞEYH KEMÂLEDİN EFENDİ

Bağdad'da daha önceden tanışdıkları Şeyh Kemâleddin Sühreverdî Hazretlerini ziyâret ederek sohbetinde bulunmuşlar. Şeyh Kemâleddin Efendi, Efendi Hazretlerine hilâfet tevcih etmiş, Efendi Hazretleri de ona Cerrâhî takkesi giydirmişler. Bu zât, İstanbul'da okumuş ve Sultan Abdülhamid Hân'ın sevgisini kazanmış. Sultan Hamid Han, kendisini pek sever, yanına oturtarak iltifat edermiş.

KÛFE - KERBELÂ - BAĞDAD

Bağdad'dan Kûfe'ye geçerek, Hazret-i İmam Ali'nin şehîd edildiği mescidi ve Kûfe'de bazı makâmları ziyaret etmişler. Bilâhere Hazret-i Hüseyn Efendimizin şehîd yeğeni Muhtâr ibn ebû Ubeyde Hazretlerini ve Hazret-i Abbas'ın kızı Hatîce Hazretlerini ziyaret etmişler. Kûfe'den Necef'e giderek İmam Ali Efendimizin oradaki makâmını ziyaret etmişler. Oradan Kerbelâ'ya gitmişler ve İmam Hüseyn Efendimizin mescidini ve mezbaha tabir edilen şehâdetin vuku' bulduğu makâmı ziyâret ederek uzun uzun duâ ve niyâzda bulunmuşlar. İmam Hüseyn Efendimizin türbesi dahilinde Ali Asgar Hazretlerini de ziyaret etmişler. Kerbelâ'daki diğer ziyâretgâhlardan İmam-ı Cafer Hazretlerinin oğlu İbrahim Hazretlerinin kabr-i şerîfi ve Hazret-i Abbas mescidi ile ziyâretler tamamlanmış.

Ordan tekrar Bağdad'a dönerek, önce Şeyh Ömer Şehâbeddin Sühreverdi Hazretlerini, sonra seyyidü't-tâife Hazret-i Cüneyd-i Bağdâdî ve Süreyr-i Sakatî Hazretlerini ziyaret etmişler. Bağdad'daki diğer ziyâretgâhlardan Behlûl Dânâ ve Yûşâ aleyhisselamın makâmlarını da ziyaret etmişler. 

Bağdad'dan ayrılmadan evvel Hazret-i Abdülkâdir Geylânî Efendimizin türbesini bir daha ziyâret ederek zikrullaha niyet etmişler. Fakat oradaki görevliler içeride zikir yapılmasına izin vermeyince dışarıda, mescidin önünde zikrullaha başlamışlar. Başka ziyaretçiler de zikrullaha iştirak etmiş, cemaat gittikçe kalabalıklaşmış ve büyük bir vecd hâli zuhûra gelmiş. Onları içeriye almayan görevlilerin de ağızları açık kalmış.

Kâfile, 14 Kasım günü Basra'ya hareket etmiş. Bağdad'dan 40km mesafede Selmân-ı Fârisî, Huzeyfetü'l-Yemânî ve Abdullah ibn Câbir El-Ensârî Hazretlerinin türbeleri ziyâret edildikten sonra gece yarısından sonra Basra'ya vâsıl olmuşlar. Şehre girmeden, Hasanü'l-Basrî Hazretlerinin makâmında tevakkuf edilmiş ve sabah namazı edâ edildikden sonra Kuveyt sınırına doğru hareket edilmiş.

Bağdad'dan Kuveyt'e geçip oradan da Suudi Arabistan hudûdunu geçerek Riyad'a vâsıl olmuşlar. Riyad'da ziyâret makâmı olmadığı için doğruca Medîne-i Münevvere  yoluna çıkmışlar. Kâfile Medîne-i Münevvere'ye vardığında Efendi Hazretleri uzun ve âşıkâne bir duâ yapmışlar, ihvanı vecde getirmişler. Medîne-i Münevvere'de bir Rıfâî dergâhına davet edilmişler, orada zikrullaha iştirak etmişler. İşte o zikrullaha âid ses kaydını sizler için yayınladık.

Medîne-i Münevvere'de Uhud, Hazret-i Osman'ın hurma bahçesi ve mescidi, Resûl-i Ekrem Efendimizin yüzüğünün düşdüğü kuyu, Mescid-i Kıbleteyn, Hendek Harbinin yapıldığı mevki ve 7 Mescid ile Kuba Mescidi ziyâret ettikleri diğer yerler olmuş. 

28 Kasım günü Mekke'ye vâsıl olarak tavâf ve sa'y etmişler, 29 Kasım'da Arafat'a hareket etmişler. İzdihamdan dolayı Arafat'a çıkış son derece meşakkatli olmuş. Arafat çadırında zikrullah meydanı açılmış ve hoparlörlerle etrafa da dinlettirilmiş. Zikrin sonunda Efendi Hazretleri ve meşhur duâhân Nusret Yeşilçay ayrı ayrı duâlar etmişler. Arafat'dan inmek de oldukça meşakkatli olmuş, nihayet farz tavaf ve şeytan taşlama vazîfelerinden sonra 3 Aralık'da dönüş yoluna çıkılmış.

ŞAM

Ürdün tarîkiyle 6 Aralık'da Sûriye'ye vâsıl olmuşlar. Şam'da Bilâl-i Habeşî, Cafer-i Tayyar ve hanımı Esmâ, Ebûbekir Sıddîk Hazretlerinin oğlu Muhammed, İmâm-ı Hasan Efendimizin kızı Meymûne Hazretlerini ziyaret etmişler. 

7 Aralık'da Türkiye hudûdunu geçerek 8 Aralık târihinde İstanbul'a vâsıl olmuşlar.

Bu uzun seyahat esnasında, Efendi Hazretlerinin ihvânından Ayhan Finci Beyefendi, yer yer kamera görüntüleri tesbit etmiş. Bu seyahatin bir özeti mâhiyetindeki bu görüntüleri de sizlerle paylaşmak istiyoruz. 

  
* Bu kâfilede bulunan zevâtın isimleri : 

Sefer Dal
Kemal Evren
Râgıb Başeski
Necdet Toköz
Mustafa Yılmaz
Zülfü Elver
Faruk Özcan
Tarık Özcan
İsmail Terzi
Seyfi Tatoğlu
Niyazi Çakıroğlu
Ayhan Finci
Erkal Gönülşen
Adnan Fetha
Yılmaz Ergöz
Kamil Kökçü
Doğan Alçın
Ertan Saykın
Ferit Görk
Salih Gülsün
Hafız Fikri Aksoy Hocaefendi
Sakıp Giriş
Yaşar Çakır
Mustafa Civelek
M. Ali Taplamacı
M.Yavuz Kesmemoğlu
Ömer Necati Aloğlu
Hasan Şehbenderoğlu
Mevlud Erdemir
Hüsniye Cerrah
Bahriye Dal
Neriman Çakıroğlu
Mukadder Elver
Binnur Çakıroğlu
Sacide Çimen
Asife Görk
İrfan Giriş
Hikmet Terzi
Zehra Taylan
Emine Erdemir
Safiye Civelek

12 Kasım 1976 tarihinde kâfileye katılanlar :
 
Hafız Ali Gülses
Hafız Nusret Yeşilçay


İFTİRAK

Varsam Hicaz illerine
Düşsem Ka'be yollanna
Lebbeyk diyen dillerine
Kurbân olsam kurbân olsam

Mîkâtında ihrâm giysem
Beytullah'da ikrâm görsem
Hak Resûl'e selâm versem
Mihmân olsam mihmân olsam

Tavâf etsem yana yana
Zemzem içsem kana kana
Hakk ismini ana ana
Giryân olsam giryân olsam

Safâ'sında safâ sürsem
Merve'sinde mürvet görsem
Hatim'ine yüzüm sürsem
Hayrân olsam hayrân olsam

Hacerü'l-esved'e varsam
Mültezim'de biraz dursam
Hakk'ın rızâsını sorsam
Burhân olsam burhân olsam

İbrâhîm'in makâmında
İsmâîl'in mekânında
Bâb-ı Şeybe'nin yanında
Seyrân olsam seyrân olsam

Arafat'da vakfe etsem
Cebelü'r-rahme'ye yetsem
Mescid-i Nemre'ye gitsem
Uryân olsam uryân olsam

Müzdelife şânı yüce
Kalsam anda ben bir gece
Meş'ari'l-harâm'da nice
Devrân olsam devrân olsam

Mine'de üç gece yatsam
Kurbân kesip saçım kırksam
Üç cemreye taşlar atsam
Peymân olsam peymân olsam

Aşkî Ka'be sende asıl
Her murâdın oldu hâsıl
Olmak için Hakk'a vâsıl
İrfân olsam irfân olsam
Listeye geri dön