Muzaffer Efendi Hazretlerinin İrtihâlinde Emin Işık Hocaefendi'nin Tezkiye ve Duâsı

15 Şubat 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Dua
Muzaffer Efendi Hazretleri, irtihâl-i dâr-ı bekâ eylediği zaman, bir hafta boyunca her akşam geç saatlere kadar süren Kur`ân ve zikir meclisleri tertîb edildi, sayısız hatimler indirildi, zikirler yapıldı, duâlar edildi, sofralar kuruldu, fukarâya yemekler ikrâm edildi. O hafta her gece Kur`ân-ı Kerîm okunup zikir yapıldıkdan sonra bir de duâ edilmişdi. Bu duâlardan birini de Efendi Hazretlerini pek çok seven Hâfız Emin Işık Hocaefendi yapmışdı. Daha önce ses kaydını yayınladığımız bu duâyı, Efendi Hazretlerinin irtihâlinin 34. sene-i devriyesi münâsebetiyle, yazı diline de çevirdik. Efendi Hazretlerini yakından tanıyan ve uzun zaman O'ndan istifâde eden Emin Işık Hocaefendi'nin, duânın ortasında yaptığı tezkiye hakîkaten pek samîmî ve takdîre şâyândır.
El-hamdü lillahi rabbi'l-'âlemîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü 'alâ seyyidinâ Muhammedin ve 'alâ âli seyyidinâ Muhammedin ve 'alâ âlihî ve evlâdihî ve ezvâcihi ve ashâbihi ilâ yevmiddîn, bi rahmetike yâ erhamerrâhimîn. 
Ey ezelde bidâyeti, ebedde nihâyeti olmayan ulu Allah! Evvel sensin, Âhir sensin, Zâhir sensin, Bâtın sensin. Senden başka hiç bir şeyin hakîkî varlığı yokdur. Veren sensin, alan sensin yâ rabbe'l-'âlemîn.
Senin birliğine, büyüklüğüne, kudretinin sonsuzluğuna îmân ettik, seni tesbîh eyledik, seni tahmîd eyledik, senin yüce ismini zikreyledik, Habîbine salât u selâm getirdik, senin yüce kelâmını okumaya cü'ret eyledik.
Yâ rabbe'l-'âlemîn! Habîb-i Edîb'in Muhammed Mustafâ sallallahu teâlâ aleyhi vesellem Efendimiz Hazretleri buyuruyorlar ki, "Velev bir âyet olsun, Kur`ân-ı Kerim okudukdan sonra yapılan duâlar müstecâb olur". Yine Habîb-i Edîb'in buyuruyor ki, "Allah mahzûn gönüllerle berâberdir". Şu anda ellerimizi yüce dîvânına açdık, gönüllerimiz kırık, kalblerimiz mahzûn, sen biliyorsun yâ Rabbi, acımız büyük. Sana ilticâ ediyoruz, sana yaklaşıyoruz, tekarrüb eyliyoruz. Yâ Rabbi sen bizi kendi kurbiyyetine yakın eyle. Bizleri senden, senin sevginden, Habîbinden ve Habîbinin izinden ırak eyleme yâ Rabbi.
Yâ rabbe'l-âlemîn, okunan kelâm-ı ilâhîni, yapılan tehlîl ü tesbîhâtı, zikr-i ilâhîni, şükr-i ilâhîni, ind-i ilâhînde makbûl eyle Yâ Rabbi. Mukâbilinde ihsân buyuracağın ucûr-i nâmütenâhîyi, evvelen ve bizzât, hâce-i kâinât, başlarımızın tâcı, iki cihân güneşi, sevgili peygamberimiz, Hazret-i Muhammed Mustafâ, sallallahu teâlâ aleyhi vesellem Efendimiz Hazretlerinin ravza-i mübârekelerine âcizâne ve fakîrâne ihdâ eyledik, vâsıl eyle yâ Rabbi. Rûh-i Muhammed Mustafâ'yı bu meclisimizden, bizlerden, ölmüşlerimizden, husûsiyle Şeyh Muzaffer Efendi kulundan, hoşnûd, râzı ve haberdâr eyle yâ Rabbi. Şefâ'at-i Muhammediyyeye kendisini ve cümlemizi ve bütün ölmüşlerimizi nâil eyle yâ Rabbi.
Ve sâir peygamberân-ı ızâm ve rusul-i fihâm 'aleyhimü's-salavâtu ve's-selâm, efendilerimiz hazerâtına ikrâm eyle yâ Rabbi. Âl ü ezvâc-ı tâhirât, ehl-i beyt, ashâb-ı güzîn, ensâr u muhâcirîn, tâbi'în, tebe-i tâbi'în, eimme-i dîn-i mübîn, müfessirîn, muhaddisîn, kurrâ-i kâmilîn, evliyâ-i 'ârifîn, mürîdîn, mensûbîn, kaddesallahu esarârahum efendimiz hazerâtının ervâhına, hediye eyledik, vâsıl eyle yâ Rabbi. 
Yâ rabbe'l-'âlemîn, şehîdlerimizin, gâzîlerimizin, dîn, millet, memleket ve vatan uğrunda, hayırlı hizmetleri geçmiş bütün büyüklerimizin de rûhlarına hediye eyliyoruz, vâsıl eyle yâ Rabbi. Turuk-i 'aliyye-i seniyyeden, meydân-ı ehlullaha hizmet etmiş bilcümle pîrân-ı 'ızâm ve meşâyih-i kirâm, nevverallahu merâkıdehüm ve ce'ale'l-cennete mesvâhüm, kuddise sırruhumü'l-'azîz efendilerimizin rûhlarına ayrı ayrı hediye eyliyoruz, vâsıl eyle yâ Rabbi.
Yâ rabbe'l-'âlemîn, husûsiyle, bu dergâhda, meydân-ı ehlullaha bütün ömrü boyunca hizmet etmiş, hadd-i bülûğundan son nefesine kadar, senin dînine hizmet etmeyi kendine şiâr edinmiş, gerek câmi kürsülerinde, minberlerinde, gerek kitap dükkânında, sahhaflarda, gerek meydân-ı ehlullahda, gerek kahve köşelerinde, yâ rabbe'l-'âlemîn, şâhid oluyoruz ve şehâdet ediyoruz ki, anlattığı mizâh fıkralarını dahî senin rızân için anlatırdı, senin dînin için, senin için, Habîbin için, Habîbini sevenler için, dînine hizmet edenler için yapmayacağı fedâkârlık yokdu yâ Rabbi. 
Sehâsıyla irfânıyla, ilmiyle, alın teriyle, hasta hâliyle dahî, senin dînini yaymak için uzak diyarlara gitti, yâ Rabbi, biz buna şâhidiz ve kendisi hakkında hüsn-i şehâdetde bulunuyoruz.  Biz kul iken O'nun hizmetlerini takdîr ediyoruz, Sen "basîrun bi'l-'ıbâd"sın, kullarının yaptıklarını görüyorsun yâ Rabbi, sen bizden fazla takdîr edersin, kendisine bu yaptıklarının mükâfâtını âhiretde ihsân eyle yâ Rabbi. 
Herkese verdi, kimseden bir şey beklemedi, yalnız senden bekledi, bütün yaptıklarını senin için, senin rızân için yapdı. Ben kendisini tanıyalı yirmi yedi sene oldu, yakînen şâhidim ki, her yaptığını senin için yapmışdır. Ve O'nu senin için seviyoruz yâ rabbe'l'âlemîn. Kendisi hakkında yine hüsn-i şehâdetde bulunuyoruz. O'nu sevdikleriyle berâber eyle yâ Rabbi. 
Aşkı, muhabbeti zâid idi. Kendisi, küçük yaşda babasını kaybetmiş, yetîm büyümüş idi. Habîbini belki de bu yüzden daha fazla çok severdi, babasız yetiştiği için, O'nu bizden daha çok anlardı. Yâ rabbe'l'âlemîn, kendisini hemhâl olduğu Resûlullahına bağışla, ve O'nunla yüzyüze dizdize O'nun cemâliyle birlikde kendisini haşr u cem' eyle yâ Rabbi. Yâ rabbe'l'âlemîn, feyzini dâim eyle, kendinde mevcûd olan hâlleri, sevenlerine de nasîb eyle yâ Rabbi. O'nun gibi cömert olmayı, sahî olmayı, O'nun gibi hizmet ehli olmayı, O'nun gibi Allah yolunda herkese karşı boynunu köprü edip mütevâzı' olmayı, onu sevenlere, bizlere de nasîb ü müyesser eyle yâ Rabbi. Her hâliyle mü'min, her hâliyle âşık, her hâliyle mürşid-i kâmil idi. Yâ rabbe'l'âlemîn, O'nun hâlinden ve söylediklerinden feyz almayı, ibret almayı, ders almayı bizlere nasîb ü müyesser eyle yâ Rabbi. Bizler de senin kullarınız, âciziz, günâhkârız, yine de takdîr edemeyiz.
 
Yâ rabbe'l'âlemîn, muhabbetlerimizi dâim eyle, dîn kardeşlerimiz hakkında bizleri kötülüklerden, hatâlardan, her türlü maddî ve ma'nevî zararlardan sâlim eyle yâ Rabbi. Eliyle, diliyle kimseyi incitmemişdi, yâ rabbe'l'âlemîn, kalb kırmadan gitti bu dünyâdan, bizleri de O'nun o mübârek hâlleriyle hemhâl eyle. Biz, Peygamber Efendimizi görmedik, ashâb-ı kirâmı görmedik, fakat seni sevenlerde tezâhür eden, sahâbeye mahsûs ashâb-ı Resûlullah'e mahsûs hâlleri temâşâ eyledik. Yâ rabbe'l'âlemîn, bizleri de sevdiklerimizle berâber eyle yâ Rabbi.  
Yâ rabbe'l'âlemîn, biz kuluz, âciziz, günâhlarımız afv u mağfiret eyle. Bu söylediklerimde riyâ yokdur, sen biliyorsun yâ Rabbi. Şu anda âhirete gitmişdir, Habîbin, "üzkurû mevtâküm bi'l-hayr" buyuruyor, bunları sırf bunun için söylüyorum ve O'nu hayırla yâd ediyoruz. Ölenin arkasından yani gıyâbında riyâ olmadığı için. Sen biz riyâdan berî eyle, ihlâsımızı, samîmiyyetimizi zâid eyle, bizi de senin dînine hâdim eyle yâ Rabbi.
Günâhlarımızı afv u mağfiret eyle, bizleri sevdiklerimize ve Habîbine bağışla yâ Rabbi. Fahreddin Efendi Hazretlerinin, Muzaffer Efendi Hazretlerinin ve Cerrâhî Tekkesinde medfûnîn ve medfûnât bulunan, bilcümle büyüklerin de huzûrlarındayız, şu anda onlarında rûhlarını bu ziyâfet-i Kur`âniyyeden ve bu zikir sofrasından nâil-i sevâb,  kısmetdâr ve haberdâr eyle yâ Rabbi. 
Yâ rabbe'l'âlemîn, bu duâlarımızı, bu münâcâtımızı, bu âmînlerimizi, Ka'betullah'da ve Medîne-i Münevvere'de, âşık ve sâdık kullarının yaptığı ve sence makbûl ve müstecâb olan duâlara birlikde makbûl ve müstecâb eyle yâ Rabbi. En son sözümüzü kelime-i şehâdet eyleyip, "eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluh" diyerek îmân-ı kâmil ile bizleri huzûruna kabûl eyle yâ Rabbi. 
Es-salâtü ve's-selâmu 'aleyke yâ Resûlallah. Es-salâtü ve's-selâmu 'aleyke yâ Habîballah. Es-salâtü ve's-selâmu 'aleyke yâ seyyide'l-evvelîne ve'l-âhirîn. Ve selâmün 'alel-mürselîn. Ve'l-hamdü lillahi rabbi'l-'âlemîn. El-Fâtiha.
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön