Muzaffer Efendi Hazretlerinin Türkçe Hassasiyyeti

24 Temmuz 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Dil
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, lisânımızın bütün inceliklerine vâkıf oldukları gibi, aynı zamanda Türkçeyi düzgün konuşmak husûsunda da çok hassas ve titiz idiler. Buyurmuşlardı ki, "Bir çok şiirlerimi yarım bırakıyorum, bir kelime eksik kalıyor, vezin kâfiye tutsa da oraya doğru olmayan bir kelime koymak istemiyorum. Çünkü ma'nâ yerine tam oturmuyor. Olmuyor."

Efendi Hazretleri bütün hutbelerini, bütün sohbetlerini hep irticâlen yani hazırlıksız yapdıkları halde, son derece akıcı bir uslûb ile konuşurlar ve lisânımızın bütün güzelliğini ortaya koyarlardı. Böyle olduğu içindir ki, sohbeti çok tarlı ve sözü çok tesirliydi. Malum ya sözün tesiri, hitâbet kuvveti kadar, lisân güzelliğine de bağlıdır. Bugüne kadar yayınladığımız yüzlerce ses kaydından bir ikisine bile kulak verirseniz, bu sözümüze hak verirsiniz.

Efendi Hazretleri, Türkçe üzerinde yapılan tahrîfâta ve ne idüğü belli olmayan kelimelerin halka ısrarla benimsetilmeye çalışılmasına da çok üzülürler ve bu gibi uyduruk kelimeleri kullanmadıkları gibi kullanılmasını da tasvîb etmezlerdi. Bu mes'eleye dikkat çekmek için zaman zaman bu gibi uyduruk kelimeleri alaya alır, nüktedânlık yapar, latîfe de ederlerdi. Bir seferinde hutbe esnâsında, yine bu meseleye işâret etmek üzere, cemâate hitâben şöyle buyurdular : 
Ben Türkçe konuşuyorum. Öyle olanaklı, molanaklı, olasılıklı, molasılıklı konuşmuyorum, siz benim konuştuklarımı anlıyorsunuz değil mi?
Kişinin kemâli kelâmından belli olur.
Listeye geri dön