8 Mayıs 2015 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Nakkâşımız bizi ezel bî-levn ü renk yazıp dürür
Levh-i gönülden gayrının nakşını hep bozup dürür
Kullâb urup cânımıza dün gün çeker kend'özüne
Küllî cihândan serteser meylimizi üzüp dürür
Yer ü gök dahi olunmadan "kâlû belâ" söylenmeden
Kendi cemâlin görmeğe gözgü bizi düzüp dürür
Ol gözgüye her dem bakar 'âşıkların oda yakar
Niceler ol Mansûr'leyin kül oluben tozup dürür
Gör 'âşık n'ider ten ü cânı dün ü gün ânı ister ânı
Gel gör ânı sevenleri dü cihândan bezüp dürür
Gör 'âşıkı âvâredir 'azmi hemen ol yâredir
Düşübeni ile şâra 'âlemi hep gezüp dürür
Bu Eşrefoğlu Rûmî'yi 'aşk deryâsının mevcleri
Taşdan taşa çala çala mahveyleyip ezip dürür
Eşrefoğlu Rûmî
Kuddise Sırruh
ÎZÂH
Eşrefoğlu Rûmî Hazretlerinin, hakîkat-i insân ve 'aşk-ı hakîkî hakkında îrâd buyurdukları bu nutk-i şerîf birçok remzler ve mecâzlarla doludur. Bu gibi hakîkatler herkese açıkça söylenemeyeceğinden, ehlullah hazerâtı bunları bir takım remz ve mecâz perdeleri arakasına gizlemişlerdir. Bu büyük veliyyullah da, insânın mâcerâsını ve 'âşıkların ahvâlini pek güzel hulâsâ etmişdir. Kaddesallahu sırrahu'l-âlî ve nefe'anallahu bi şefâ'atihî, âmîn.