2 Eylül 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Bak! Âhiret var. Âhiret ebedîdir, dünyâ fânîdir. Dünyâ, âhiretin tarlasıdır. Burada kırk sene, elli sene altmış sene kılacağın namazla ebedî se'âdeti satın alıyorsun. Sen namaz kılmazsan, Allah'a bir zararı yok, kılarsan Allah'a bir faydası yok ancak kendi nefsine faydası var. Her yapan kendine yapar. Yani namazı kendin için kılıyorsun. Bir düşün, eğer Allah bize namazı farz etmeseydi, ne yapardık? Ayağın fil ayağı gibi olur bükülmez, kıçını yıkamazsın, yüzünü yıkamazsın, abdest almazsın, tahâret etmezsin! Bunlar hep Allah'ın nimetleridir.
Sen hiç sıcak bir günde abdest aldın mı? Ne kadar güzeldir, ne kadar tatlı bir şeydir. Sonra sen hiç kış günü abdest aldın mı? Ne kadar güzeldir. Yaz günü abdest alırsın serinlersin, kış günü abdest alırsın ısınırsın. Allah abdest için "Benim ni'metim" diyor. Allah bu nimeti bize vermiş. Abdest, bir ni'met-i uzmâdır. Kâfirde bu yokdur, kâfir bu ni'metden mahrûmdur.
Beş vakit Allah huzûruna çıkıyorsun, içtimâya çıkıyorsun. Huzûrullaha çıkıp "İyyâke ne'büdü ve iyyâke neste'înu" diyorsun. Aranızda Arapça bilenleriniz vardır. Malum ya, "Kef" muhâtab için kullanılır. İnsan karşısındakine "kef" zamîri ile hitâb eder, uzak olursa "he" zamîri kullanılır.
Beş vakit Allah huzûruna çıkıyorsun, huzûrullahda bulunmak ne büyük zevkdir. Allah'dan korkulur ama Cenâb-ı Hakk korkunç değildir, aksine güzeldir. İnşaallah yarın Cenâb-ı Hakk cemâlini bize gösterdiğinde insanlar, vâlih u hayrân u mest olarak elli bin sene baygın yatacaklardır. Zîrâ öyle bir güzellik hiç görülmemişdir.