Ezân-ı Muhammedî hem çok büyük bir zikir, hem çok büyük bir duâdır. Ne var ki, duâların ve zikirlerin makbûl olabilmesi için ağzın temiz, dilin pâk, kalbin sâf olması gerekir. Nice duâ edenler, nice zikredenler vardır ki, ağızları haram lokma ile kirlenmiş, dilleri yalanla, gıybetle, küfürle pislenmiş, kalbleri ucub, kibir, riyâ, hased, buğz, adâvet, kîn gibi şeytânî sıfatlarla dolmuş olduğu için yaptıkları duâlar ve zikirler hep boşa gitmişdir. Ağızlarını haram lokmadan, dillerini yalandan, gıybetden, küfürden, gönüllerini de Allah'ın sevmediği sıfatlardan temizlemeyenler, ne kadar okurlarsa okusunlar, Ezân-ı Muhammedî'nin bereketinden hiç istifâde edemezler.
Dil-i tâlibde bir zerre olursa hazz-ı cismânî
Ne mümkündür ki feth ola ana ol zevk-i rûhânî
Ne denlü hüsn-i hulk varsa anınla ola ol mevsûf
Ne denlü hulk-ı bed varsa gönülden çıkara anı