Namazda Gaflete Sebeb Olan Tefekkür

18 Kasım 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah
Bir önceki yazımızda "Namazda irâdemiz dışında aklımıza gelen bir düşünce namazın kabûlüne mâni' olmaz. Yeter ki böyle bir şey olduğunda hemen Allah'a rücû' edelim, o düşünceyi ilerletip, derinleştirip, dallandırıp budaklandırmayalım" demişdik. Bu noktada, pek üzerinde durulmayan mühim bir mes'eleye temâs etmek istiyorum. 

Arapça bilen veya Kur`ân'a vâkıf olan bazı kardeşlerimiz, imâm arkasında kıldıkları cehrî namazlarda imâm efendinin okuduğu âyetler üzerinde tefekküre dalıyor. Üstelik bunu makbûl ve faydalı bir iş zannediyorlar. Kur`ân'ın ma'nâsına vâkıf olanlar namazdaki kıraatdan ayrı bir haz duyarlar, bunda hiç şübhe yokdur ancak okunan âyetlerin ma'nâlarındaki incelikleri, kelimelerin anlamlarını uzun uzun tefekkür etmek matlûb ve makbûl değildir tam tersi mahzurludur. Namaz tefsîr dersi değildir ki âyetlerin ma'nâları ve incelikleri üzerinde düşünülsün. Eğer her âyetin ma'nâsı düşünülmeye çalışılırsa, iş uzar ve insan rükû'ya gittiğinde de secdeye vardığında da düşünmeye devam eder, öyle bir hâle gelir ki âyetlerin, kelimelerin ma'nâları arasında kaybolur ve Allah'ı unutur yani bu düşünceler Allah ile kul arasında perde olur. Halbuki namazın gâyesi zikrullah yani Allah'ı hatırlamak ve kulun gafletine sebeb olan perdeleri kaldırmakdır. Nitekim Cenâb-ı Hakk, namaz hakkında "وَلَذِكْرُ اللَّهِ أَكْبَرُ / ve le zikrullahi ekber" yani "namaz en büyük zikirdir" buyurmuşdur. Bu zikrin gâyesi de, namaz hâricinde de Allah'ı unutmamakdır. 

Namaz diğer bir yönüyle mahşerin ve mahkeme-i kübrânın remzidir yani daha bu dünyâda iken kulun Allah'a hesap vermesidir. Allah'ın huzûrunda, acizini itiraf, günâhına istiğfâr ve Cenâb-ı Hakk'ın azamet ve celâli karşısında tir tir titreyerek, afvını istemek ve mağfiretine sığınmakdır. 

Sözümüzün diğer bir delîli de, bazı namazların hafî olarak kılınmasıdır. O namazlarda imâm efendinin kıraatı duyulmadığına göre neyi tefekkür edeceğiz?...

Hâsıl-ı kelâm, namaz Kur`ân-ı Kerîm'in elfâzı ve ma'nâsı hakkında tefekkür ve mütâlaa yeri değildir, bunlar namazın hâricinde yapılmalıdır. Namaz, sadece ve sadece "Zikrullah"a hasredilmelidir.
Listeye geri dön