21 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
İnsanoğlunun vücûdu bir çok tarlalardan, şurdan burdan yetişen nebâtât ve bakliyât ile meydana gelir. Meselâ bundan yetmiş sene evvel, benim babamın yemiş olduğu, işte ekmekdi, soğandı, tuzdu, zeytindi, peynirdi, etdi neyse, ondan menî hâsıl oldu, bizim vücûd meydana geldi, değil mi? Arşî olan rûh da onun üzerine bindiriliyor. Nefis de bindiriliyor üzerine, akıl da bindiriliyor. Eğer insan, Allah'ın kitâbı ile boyanırsa, Allah boyasıyla boyanırsa, kitâbullaha itâat ederse, o vakit o, binâ-yı ilâhî oluyor. Allah'ı Ka`be'de arama. Allah ne Kudüs'de ne Ka`be'de ne Medîne'de. Allah her yere hâzır ve nâzır, "küllü şey'in muhît", mekândan münezzeh fakat mekânların mekânı Allah, semâlara sığmamış, senin kalbine, benim kalbime tecellî etmişdir ama kalb temiz olursa. Kirli olursa oraya sultânı getirmezler. Bir ev kirli mi, oraya insan gelmez, insan olan girmez oraya, nerde Allah gire.
Kalbini tathîr etmeyince olmaz, olmaz, olmaz, olmaz! (Mübârek eliyle kalbine işâret ederek) Burayı temizleyeceksin, bu temizlenecek bu. Bu kirli kalble huzûra gidilmez. Hakk Teâlâ da oraya yani kalbe tecellî etmez. Kalb temizlenecek. Ucub, kibir, riyâ, hased, gadab, hubb-i câh, hubb-i mâl, şehvet, Allah'ın sevmediklerini temizleyeceksin. İşte oruç, seni buna hazırlıyor, nefsin kafasını açlıkla kamçılıyorsun.