8 Mart 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Nefs-i emmâre ehli, ekseriyâ bir takım hayvanlar görür. Zîrâ rüyâda görülen her hayvan insandaki kötü sıfatlardan birinin remzidir. Meselâ domuz, haram yemekle tabir olunur. Köpek gadaba işâretdir. Fil, kibirli olmaya delâlet eder. Yılan zulmün sembolüdür. Akrep diliyle insanları incitmeye, kalb kırmaya işâret eder. Katır, inadçılığın, eşek şehvetin remzidir. Aslan, kaplan, pars gibi hem kuvvetli hem yırtıcı olan hayvanlar kibre ve gadabaişâret eder. Kurd, hırsa, karınca tamaha, maymun laf taşımaya, tilki hîleye, ayı ucuba, deve kîne, eşekarısı faydası olmayan şeylerle meşgûl olmaya işâret eder. Kedi, vesveseye, sansar gaflete işâretdir.
Nefs-i emmâre ehlinin bazı rüyâları da kötü yerler, pis şeylerdir. Meselâ kişinin mezbebelik, çöplük, helâ, lağım gibi şeyleri görmesi, yâhud meyhâne, kerhâne gibi yerleri görmesi, oralarda yapılan işleri işlemesi, onun harama düşkünlüğünü gösterir. Haram olan şeyleri yemek, içmek de böyledir.
Korkulu, sıkıntılı rüyâlar da nefs-i emmâre ehlinin gördüğü rüyâlardandır. Neden? Çünkü nefs elinde rûh zahmet çekmekde, eziyet çekmekdedir.
Rüyâda oyun âletleri görmek, oyun oynamak, çalgılar görmek, çalgıcılar görmek, çalgı çalmak, şarkıcılar, türkücüler görmek, şarkı türkü söylemek de nefs-i emmârenin sıfatlarına işâret eder. Çünkü nefs-i emmâre, dâimâ zevk ve eğlence peşindedir.
Rüyâda ölü görmek, mezar görmek, mezarlık görmek de nefsin emmâreliğine bir işâretdir.Çünkü nefs-i emmâre sâhibinin kalbi ölüdür. Kezâ karanlık görmek de böyledir. Zîrâ nefs-i emmâre sâhibinin kalbi karanlıkdır. Döşemesiz yer, meyvesiz ağaç, bulanık sular, alevsiz ateş de gene nefs-i emmâre ehlinin rüyâda gördüğü şeylerdir.
Büyük mürşidlerimizden Niyâzî Mısrî Hazretleri nefs-i emmâre ehlinin rüyâları hakkında şöyle buyuruyorlar :
Hınzır, fil, kelb, yılan, akreb, fare, keler, pire, zenbür-i merkeb ve çiyan, mezbele, süci , esrar, afyon, meyhâne, bozahâne, bulanık sel suları ve bunların emsâli mer'iyyât ve temessülât, sıfat-ı emmâredir. Sâlik, bunları gördükde nefsinin muhâsebesini görmek gerekdir. Pes, sâlik rüyâsında hınzır görse haram müfîddir, yani haram nesne yemişdir. Akreb görse bir insana 'azâb idmişdir. Maymun görse bir kimseye nifâk itmişdir. Fare görse halkdan mestûr ve Hakk'a malûm bir işde hevây-ı nefse mübâşeret itmişdir. Keler ve pire görse bir 'amel-i mekrûh işlemişdir. Merkeb arısı görse fâidesiz fiile mübâşeret itmişdir. Meyhâne, bozahâne ve mezbele görse dünyâya meyl itmişdir. Süci içse haram fiil işlemişdir. Süci dâire-i âharda hakîkate işaretdir. Rüyâsında süci görse harama mübâşeret fikridir. Meyhâne, bozahâne görse, kalbini efkâr-ı fâsideye sarf ve meyl itdirmişdir. Fil ve kelb dahi hınzır nev'indendir. Pes sâlik rüyâsında dâire-i evveliyyede bunları gördükde işlediği a'mâli tefekkür eyleyüp, istiğfâr ve hevây-ı nefsden ve adüvv-i tabî'atden perhîz itmek gerekdir. Tâ ki, feyz bula.
Tabii nefs-i emmâre ehlinin rüyâları bunlardan ibâret değildir. Hepsini yazmak mümkün değildir. Kişiye göre, kişinin hâline göre, meşgûl olduğu işe göre, hattâ yaşadığı yere göre, memlekete göre rüyâlar değişebilir. Ehlini bulup tabir ettirmek gerekir.