11 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Orucun tadını tatmalı ve nefsi insân etmeliyiz. Nefsi gemleyen, oruçdur. Allah nefsi bin sene yakdı, bin sene dondurdu, sonra ona "Sen kimsin ben kimim?" diye sordu. Nefs, "Sen neysen ben oyum" dedi.
Bazen biz dinleriz de, "Firavun ene rabbükümü'l-a'lâ demiş, Allahlık da'vâsında bulunmuş" deriz. Firavun böyle dediyse de sana bana göre hakkı var çünkü onun ordusu var, hazînesi var, askeri var, milleti var filan. Ya sana bana ne oldu? Fukarâ iken câmidesin, bitin kanlandı mı hemen câmiyi terkediyorsun. Seni Firavun seni! O Firavun senden ehvendir.
Sonra Allah nefsi bin sene aç-susuz bırakdı. Allah kimyâger gibi tecrübe etmedi. Nefsin ne mendebur olduğunu bize bildirmek için yapdı bu işi. Yoksa Allah bilmiyordu da dur bir deneyeyim bakayım nasıl oluyor diye yapdı zannetmeyesin! Sakın hâ aklına böyle bir şey gelmesin! Maazallah insân kâfir olur, dînden çıkar. Allah "âlimu'l-gaybi ve'ş-şehâde"dir. Bu bize bildirmek içindir. Allah nefsi bin sene aç bırakdıkdan sonra ona sordu. "Sen kimsin ben kimim?" dedi. Nefs, "Sen Rabbü'l-âlemînsin ben âciz nefsim" dedi. Âh açlık âh, nefsin belini kırdı. Allah orucu bunun için bizlere farz eyledi. Şimdi her kim ki nefsine gâlib olmak isterse, hayvâniyyetine gâlib olmak isterse oruç tutmalıdır.
İnsanda iki kudret, iki kuvvet vardır. Biri şeytâniyyet, biri rahmâniyyet. Şeytâniyyet nefs kısmıdır, rahmâniyyet rûh ve akıl kısmıdır. İki pâdişâh vardır, aralarında harbederler. İki pâdişâh harbederler ve vücûd iklîmine hâkim olmak isterler. Vaktâ ki nefs galebe çalar, "ülâike kel en'âmu belhüm edal" âyet-i kerîmesiyle beyân olunduğu üzere, o vücûd, hayvandan daha ednâ ve eşnâ olur. Kâfirlerin yaşayışı gibi yaşar, dalâletde hayvanlardan daha berbatdır. Vaktâ ki akıl ile rûh galebe çalar, o vakit o vücûd, binâ-yı ilâhî olur, yani o vücûda Hakk tecellî eder.