Nefsi Nasıl Yeneriz?

28 Nisan 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Tezkiye-i Nefs

Sultan Veled Hazretleri Rebâbnâmesinde buyuruyorlar ki :

Nefs, düşmandır. Çünkü "A'dâ 'adüvvike nefsüke'lletî beyne cenbeyk yani senin en çetin düşmanın iki yanın arasındaki nefsindir" buyrulmuşdur. Onu öldürmek, onu kahretmek, tâlibin kendi başına yapabileceği bir iş değildir. O, ancak Allah'ın yardımıyla öldürülebilir. "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-'aliyyi'l-'azîm"in ma'nâsı budur. 
Meselâ küçük bir çocuk yırtıcı bir kurda karşı koyamaz. Fakat güçlü olanların sesini duymaları ve kendisine yardıma koşup kurdu uzaklaşdırmaları için bağırır, feryâd eder. İşte senin tâ'atin, çalışman çabalaman ve mücâheden de seni bu nefs kurdunun elinden kurtarması için Hakk'a yapdığın manevî feryâd u figânındır. Eğer mücâhede etmez, ibâdet ve tâ'ati terk edersen, feryâd u figânı terk etmiş, yardım istemekden uzak durmuş olursun. Çünkü ibâdet, tâ'at ve mücâhede olmadan yalnız dille bağırmakla, Hakk'a ilticâ ve Hakk'dan yardım istemiş olmazsın. Çünkü çalışıp çabalamayı, ibâdeti ve tâ'ati ne kadar çok yaparsan feryâd u figânı ve duâyı da o kadar çok yapmış olursun. 
Evet, manevî duâ, o mücâhededir, çalışmadır, çabalamadır. Duâya icâbet ise, maksadın hâsıl olmasıdır. Meselâ bir medrese talebesi, okumaz, ders çalışmazdı, bütün gece, "Allahım, sen beni 'âlim yap" diye duâ eder dururdu. Bir gece müderris, onun penceresinden seslendi, "Kerrir yâ 'abdî" yani "Ey kulum! Oku, tekrâr et" diye hitâb etdi. Talebe, o cevâbın Allah'dan geldiğini zannetdi ve o günden sonra hep ders okumakla, ders çalışmakla meşgûl oldu. Kısa sürede kendi yaşıtlarını geçdi ve büyük bir âlim oldu.
Evet, işte hakîkî duâ, bu çalışmadır, bundan gayrısı, dalâletdir, yoldan çıkmakdır. Bu yüzden Allahu Te'âlâ, kullarına, "ihdine's-sırâta'l-müstakîm" duâsını talîm buyurmuşdur. Çünkü sen yanlış yolu doğru yol zannetmişsen, o yolla menzile aslâ varamazsın. Ancak doğru yolu bilirsen, sırât-ı müstakîmi bulmuş olursun.

Listeye geri dön