3 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Geçen gün "Ameller Neden Boşa Gider?" başlıklı yazımızda temâs ettiğimiz husûsları bilmem hatırlar mısınız?
O yazının son kısmında, kalbi tasfiye etmeden yapılan ibâdetlerin bir anda boşa gidebileceğini bir teşbîh ile îzâha çalışmışdık. Aslında ibâdet yerine amel de diyebilirdik. Malum ya, amel, ibâdetden daha geniş bir mefhûmdur ve her türlü fiili içine alır. İbâdetler ise Allah'a kulluk ve itâat ifâde eden işlerdir ve amellerin bir cüzüdür. Aynı hakîkati bütün amellere için şumullendirirsek şöyle diyebiliriz :
Nefsini kötü sıfatlardan arındırmayan kimse, okuyup âlim de olsa, hoca da olsa, doktor da olsa, çalışıp zengin de olsa, düşünüp filozof da olsa, şâir de olsa, kariyer yaparak büyük bir mevki sâhibi veya devlet adamı da olsa dâimâ büyük bir tehlike altındadır.
Büyük mürşidlerden biri, bu hususda şöyle buyurmuşdur :
Nefsini tezkiye etmemiş olan bir kimse, ilim tahsîl ederek âlim olursa tıpkı Allah'a baş kaldıran şeytân gibi olur, zenginleşip mal-mülk sâhibi olursa tıpkı hak ve hakîkati kabûl etmeyen dik kafalı Kârûn gibi olur, idâreci olup yüksek mevkilere gelirse kendisinden zayıf olanlara devamlı zulmeden zâlim Nemrud gibi olur, hekimlikde mahâret ve şöhret kazanırsa tıpkı kâtil bir cellâd gibi olur, halkın vâkıf olmadığı bir takım ilimleri öğrenirse tıpkı bir kalpazan gibi sahtekâr olur.
Şeytân çok âlimdi ama ilim onu doğru yola götürmedi. Şeytân'daki kibir ve hased gibi kötü sıfatlar onun Allah'a âsî olmasına ve rahmet-i ilâhiyyeden tard edilmesine sebeb oldu.
Kârûn'un zenginliği dillere destân idi ama o zenginlik ona fayda yerine zarar getirdi. Çünkü dünyâya tapıyor ve sâhib olduklarına ona veren Allah'a güvenmek yerine malına mülküne güveniyordu. Burnu çok büyükdü, sonu çok fenâ oldu, bütün serveti ile birlikde yerin dibine geçdi.
Nemrud'un saltanatı çok büyükdü, kuvvet ve kudret bakımından kimse onunla boy ölçüşemezdi ama bu saltanat onu felâkete götürdü. Çünkü kuvveti kendinden bildi, Allah'ı unuttu ve halka zulmetti. Ayağı topal bir sivrisinek onu helâk etmeye yetti.
Hekimlikde şöhret yapan niceleri vardır ki paraya taptıkları için hiç lüzûmu olmayan ameliyatları ya da tedâvîleri yaparak hastaların hem parasını hem cânını hebâ ederler.
Sıradan insanların vâkıf olmadığı teknik bilgilere, propaganda ve reklam tekniklerine, özel teknolojilere ve ustalıklara sâhib nice insanlar, nice patronlar vardır ki dünyâya taptıkları için, her türlü sahtekârlığı yaparak, beş para etmez ürünleri allayıp pullayarak, cafcaflı reklamlarla işe yaramaz ürünleri güzel gösterip halka yuttururlar ve zavallı insanların paralarını utanmadan ceplerine indirirler.
Çevrenize bir bakın, bunlara birebir uyan sayısız insanlar göreceksiniz.
Meyl-i sivâdır mâr-ı nefsin semmini tevhîdle kes
Cân tende iken zinde kıl aşk-ı celîl-i Hakk ile