Nerede Olursan Ol Allah'ın Seninle Beraber Olduğunu Bil

Büyük mürşidlerden bir zâtın yanında bir genç talebesi varmış, ona karşı Hazret'in muhabbeti ziyâdeymiş. 

Fakat bazı kötü gözlü kişiler, kötü düşünceliler, kötü kalbliler varmış. İnsan neyse karşısındakini öyle bilir, hırsız adam karşısındakini hırsız bilir, nâmussuz adam karşısındakini nâmussuz bilir. Gözüne nasıl gözlük takarsan kâinâtı öyle görürsün. Gözünde pislik olan kâinâtı pislik içinde görür. Gözlüğünü temizle. 

Bazı kötü düşünceler peydâ olmuş. Sonra günlerde bir gün hoca, mürşid-i azîz, Seyyidü't-Tâife Hazret-i Cüneyd-i Bağdâdî, talebelerine demiş ki, "Ey âşıkân" demiş ihvânına. Söylemiyor, "böyle düşünüyorsunuz kalbinizden" diye, onların kendi düşüncelerini kendilerine çürüttürerek yapması lâzım geliyor, "gidin, kimsenin görmediği yerde, birer tavuk kesip bana getirin" demiş. Gitmişler, herkes birer tavuk kesmiş, getirmişler Hazret-i Şeyh'e. O delikanlı da elinde tavukla gelmiş, kesememiş tavuğu, diri. "Size emretdim ben, nutuk haklamak şartdır, niye kesmedin tavuğunu?" deyince, "Ama Efendim şart koşdun" demiş, "şart koşdun, kimsenin görmediği yerde diye buyurdun. Ben nereye gitdimse Allah'ın beni gördüğünü gördüm, onun için kesemedim". Dönmüş talebelere demiş ki, "İşte bu yavruyu bunun için seviyorum".