27 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Hiç bir yerde Hakk'dan, Hakk'ın huzûrundan bir yere kaçamazsın! Câmide bir husûsiyyet vardır yalnız, dışarıda mubah olan şeyleri burada işleyemezsin. Onun için huzûrullah diye kabûl ediyoruz, câmi ve mescidleri. Yoksa her yerde, nerede olursan ol huzûrullahdasın.
Allah o Allah ki , gecenin karanlığında, yedi kat yer altında, kara taşın üzerinde, kara karıncanın rengini görüyor, ayağının tıpırtısını işitiyor. Senin kalbine gelen efkârı dahi Allah görüyor ve işitiyor ve biliyor. "وَأَسِرُّوا قَوْلَكُمْ أَوِ اجْهَرُوا بِهِ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ ve esirrû kavleküm evicherû bih, innehû 'alîmün bi zâtis sudûr". Îmân bu olacak.Efendi Hazretlerinin bu tenbîhâtı îmânın en yüksek mertebesi olan ihsân hakkındadır. İhsân, biz Allah'ı görmesek de, Allah'ın bizi dâimâ görüyor olduğunu ve kalbimizden geçenleri dahî biliyor olduğunu bilerek hareket etmemizdir. Îmânını ihsân makâmına yükselten insan, fenâlık yapamaz, günâh işleyemez, kul hakkı yiyemez, kimseye zulmedemez zîrâ ne yaparsa yapsın, nerede yaparsa yapsın, nasıl yaparsa yapsın dâimâ Allah'ın huzûrunda olduğunu bilir. Cenâb-ı Hakk'ın huzûrunda olduğunu bilen, O'nun râzı olmadığı biri işi işlemekden korkar, Allah'dan hayâ eder. "الْحَيَا ءُ مِنَ ا ْلإِيمَا نِ el-hayâu mine'l-îmân, hayâ îmândandır" hadîs-i şerîfinin bir hikmeti de budur.