Neyleyem bîgânesin 'irfândan almazsın haber
Zâtına mazhar düşen insândan almazsın haber
Mürde kalbsin anlamazsın tevhîdin ma'nâsını
'Ârifin sırrındaki seyrândan almazsın haber
Söyledim sırren kemâl üzre cemâlin vasfını
Cân içinde 'aşk ile 'ummândan almazsın haber
Noktayı fehm eyleyenler vâsıl olur Hazret'e
Sâdıkın nutkundaki bürhândan almazsın haber
Lâyık olan her nefesde 'âşıka Hû'dur hemân
'Aklı yok dîvânesin Kur`ân’dan almazsın haber
İ'tikâdın yok senin ihlâs edesin tevhîde
Ol Muhammed Mustafâ sultândan almazsın haber
'Aşk ile dîzâr içün söylenmedik söz kalmadı
Ey birâder söyleden Sübhân'dan almazsın haber
Ben benimçün demezem lâyık olan Hû'dur hemân
'Âlem-i hayretdeki hayrândan almazsın haber
Ma'nâ-yı Vâhid'den âhar kimse yok gönlümde hiç
Zevk içün hem şevk içün devrândan almazsın haber
Aç gözün kaldır hicâbı gör neler söyler bu cân
Kalbime in'âm olan ihsândan almazsın haber
Dü cihândan maksûdum vallâhi yokdur zerrece
Bu dimâğımdan çıkan reyhândan almazsın haber
Câna 'izzet yetme mi nûr-ı ilâhî söylemek
Derdlinin derdindeki dermândan almazsın haber
'Ârife bir söz yeter lâzım değildir gayrısı
Pâdişâhın emrine fermândan almazsın haber
Her nefesde başına kasd eyleyen kimdir senin
Yok basîret sende hiç düşmândan almazsın haber
"Men aref" ma'nâsına vâsıl değilsin zâhidâ
Oturan nefsindeki şeytândan almazsın haber
İstimâ' etmez kulağın zâtının esrârını
Sen anı işitmeğe çevgândan almazsın haber
Ma'nada çok söyledim ben başın ağrıtdım senin
Enbiyâ râhındaki kervândan almazsın haber
Âdem-i sâfî değilsin istemezsin zâtını
Evliyâ rûhundaki mihmândan almazsın haber
Bu senin hırs u hevâdan geçmemen nenden senin
Sen fenâ mülkündeki vîrândan almazsın haber
Ehline ma'lûm durur cümle murâdın gayrıdır
Anladım sen la'l ile mercândan almazsın haber
Sâfi 'aşkın remzidir dilimde güftârım benim
Vâr iken hırsın senin cânândan almazsın haber
Hakk Teâlâ'ya 'ilm ile 'âmil olmazsan eğer
Anladım hakka'l-yakîn îmândan almazsın haber
Gör ne hikmetden haber söyler sana şeyhü'ş-şüyûh
Cân içinde sürülen erkândan almazsın haber
Koyalım lâf u güzâfı gel e insâf edelim
Cümleye rahm eyleyen Rahmân'dan almazsın haber
Konmamışdır şânına nûr-ı muhabbetden eser
Anın içün okunan destândan almazsın haber
Aslına mi'râc eden cismimde rûhumdur benim
Dergeh-i 'âlîdeki dîvândan almazsın haber
Gönlümüz pür-nûr eden envâr-ı ilâhîdir bizim
Şakıyıp bülbül gibi gülşenden almazsın haber
Keşf edersem râzımı 'aklın kabûl etmez senin
Hikmete mazhar düşen Lokman'dan almazsın haber
Fâ'ilin ilhâmını fehm eyleyen cândır hemân
'Âlem-i vahdetdeki Rahmân'dan almazsın haber
Da'vete bundan icâbet eylemezsin neyleyem
'Âşıka Hakk'dan alıp verenden almazsın haber
Aramızda perdemiz yokdur bizim ol yâr ile
'Ârifâna şübhesin sorandan almazsın haber
Nakşının nakkâşını fehm eyleyen anlar bunu
Bu vücûdum çarhını düzenden almazsın haber
Ma'na içre ma'nânın vallâhi lübbün söylerin
Rûhuna hâil olan keyvândan almazsın haber
Cân gözüyle görmüşüm kevn ü mekândan geçdi cân
Ol felekler gerdişin geçenden almazsın haber
Kalb evinden silmedinse sen anın vesvâsını
Yer yüzüne rahmetin saçandan almazsın haber
Hem kerâmet hem velâyet ma'nâda budur hemân
Bâtılı hakdan seçip bilenden almazsın haber
Bu vücûdum hânesi pür-nûr olupdur şevk ile
'Aşk şarâbın her nefes içenden almazsın haber
Kendi taklîdin ile zâhid bilmezsin Rabbini
'İlm-i hikmet kapısın açandan almazsın haber
Ne desem hiç bilmezem ki sen anı fehm edesin
Hayrın ile şerrini yazandan almazsın haber
'Aklın ermez söyleyeydim zâtının esrârını
Gözlerimden dökülen giryândan almazsın haber
Cümlesin cem' eyledim verdim cevâb fehm eyle gör
Çeşmimin yaşın gelip silenden almazsın haber
'İlm-i hikmetle seni gör nice ta'bîr etdi cân
Hikmet ile gönlüme gelenden almazsın haber
Bî-nişândan bu nişânı 'âşıka keşf etdi Hakk
Bu vücûdumda konan ma'denden almazsın haber
Cânıma hâlen gelir nûru tecellî gösterir
'Ârifâne remzini duyandan almazsın haber
Cümle mürsel tâcıdır hem ümmetin mi'râcıdır
Mustafâ'nın vechine uyandan almazsın haber
Vâkıf olmazsın anın nutkundaki esrâra sen
On sekiz bin 'âlemi gezenden almazsın haber
Bu kelâmı işidelden ihtiyârım kalmadı
Dü cihândan her nefes bezenden almazsın haber
Dâd-ı Hakk'dır şübhe yokdur zikrimiz hatm eyledik
Bu hakîkat bahrine dalandan almazsın haber
"Mûtû kable en temûtû" buyurupdur Mustafâ
Sen gelip ölmezden ön ölenden almazsın haber
Nüsha-yı kübrâ-yı âdem anlamazsın nediğin
Vâhib’in nutkundaki Deyyân'dan almazsın haber