12 Aralık 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Öldükde kabr teninden kaldıra bâşını cân
Göre ki mahşer olmuş hayretde cümle insân
Ne sıfât ile bunda mevsûf isen bil anda
Ol şekle cân bürünür eyle bu nutku iz'ân
Nakş-ı hicâbı kalbinden hakk etdinse kardaş
Dîdâr-ı Hazret-i Hakk çeşminde ola seyrân
Fi'l-i Resûl'e fi'lin bunda mutâbık olsa
Anda ola enîsin dâim Habîb-i Rahmân
Nefsinle gece gündüz eyle cihâd-ı ekber
Derstgîrin ola yarın Ebû Bekr Ömer Osmân
Nûş eyle her ne gelse zehr ise bil Hudâ'dan
Vere şerâb-ı kevser mahşerde Şâh-ı Merdân
Zikr-i Hudâ'yı dilden koma olanca cehd et
Hûrîler ile ferdâ hem-nişîn olan gılmân
Sakın harâma sunma hınzîr olur derûnun
Hased iyi değildir şeklin olur soluğcan
Ölürsen iki yüzlü maymuna tebdîl oldun
Vâr ise böyle fi'lin var tevhîd eyle her ân
Dünyâya meyli terk et billâhi kelb olursun
Etsen rencîde halkı yer ol peleng ü arslan
Yiyüp yedirmeyenler cem' eylediği mâlı
Karınca oluserdir yâhud kara donuzlan
Sokan diliyle halkı yılan çıyan olurmuş
Mukarrer iyi olmak kendin gören müselman
Yiyüp içüp yatanlar dombay olur ya tavşan
Katır olmak mukarrer kizb eyleyen firâvân
Altunlu câmelerle giyüp kurulan âdem
Tâvûsa tebdîl olup tamuda ede cevlân
Nâmahreme bakanlar kaplumbağa olurmuş
Lûtîler ola filler siccînde tuta evtân
Kîn tutma mü'min isen mü'min olana zinhâr
Deve olur gezersin mahşer yerinde sekrân
Şol savurup gezenler zurnaya ulur ekser
Hırsın olursa gâlib kurdsun yâhud da sırtlan
Hakk'ı eden ferâmûş çok oynayup gülenler
Döne çetine şekli ede enîn ü efgân
Sakillik eden âdem keçi mukarrer olmak
İşin olursa hîle tilki olursun ey cân
Şehvet olursa gâlib hırsın gezer yularsız
Dâim bahîl olursan oldun sen ayn-ı Şeytân
Edüp mesâvî gıybet âdem etin yiyenler
Martı olur ya kartal şâhid bu söze Kur`ân
İlm okuyup amelsiz geçsen eğer cihândan
Bir yemişsiz ağaçsın durma cehennemde yan
Halka nasîhat edüp eğer kendin tutmazsan
Üstü kalaylı çörek koz gibi için yalan
Hırsız olup geceler dam delüp eşsen duvar
Sansara döne yüzün öldüğün gün hemân
Münâfık olsa kişi keklik olur hazer kıl
Eden tarîki inkâr olur gürûh-i küfrân
Tövbe vü telkîn olup sonra ferâgat eden
Yüzü dönüp ardına ola bir ulu nişân
Hâli dahi olmadan ma'nâ uğurlayanlar
Gelincik ola geze eyleme hergiz gümân
Ma'rifetim var deyu kuru lakırdı çalan
Alaca karga ola yâhud öter saksağan
Sazını sâzendeler ırlasalar çalsalar
Kanadın urur öter horoz olur ey civân
Fâidesiz endîşeden pireyle bit olur
Çakal olurmuş sakın anınçün uluyandan
"İki cihân fahri"nin nesline kim buğz eder
Anın ile haşr ola Kosta Mihal ü İvan
Yerin göğün ilmini dünyâ içün okusan
Bir elif öğrenmeden maksûdun otluk saman
Bu giyinüp kuşanma aldar seni inanma
Bey paşa dedikleri bir kuruca âd ü sân
Menzil uzak sen yayan zâd ü zevâdın da yok
Kaddini lâm eylemiş cürm ile bâr-ı girân
Bu sözlerimi derdmend sanma sakın söz değil
Olur bi-hakkı Hudâ öldüğün gibi ayân
Mahşerde râfızîler hep ola âhir Yehûd
Binüp ana cühûdlar tamuda ede tayrân
Şeyhler mürâî olsa baykuş olur mukarrer
Sôfîler olsa kuzgun ol ola şekli hemân
Eğer sana bu sözler kâr etmediyse kardaş
Taşdan demirden eyler tamuda seni Sübhân
Bu dediğim sıfatlar dilersen ola fânî
Zikreyle gece gündüz yan yakıl eyle devrân
Şerh ettiğim bu sözler mahşerde olıserdir
Zâhirde bu iş olmaz dînini etme vîrân
Gerçi sana şeyhler olur bu cihânda derler
Bu söze etme tasdîk anlarda yokdur îmân
Bir mürşid-i kâmile teslîm-i cân ü dil et
Seyyid Nizâmoğlu ger olmak dilersen insân
Seyyid Nizâmoğlu Seyyid Seyfullah
Kuddise Sırruh