Ölmüş Atın Davâsı

23 Ocak 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

İbret
Şu ibret dolu hikâyeyi büyük bir veliyyulahın eserinde görmüşdüm :
Bir köylü atını kirâya vermiş fakat daha kirâ müddeti dolmadan at ölmüş. Atı kirâlayan adam düzgün bir adammış. Atın ölümünde hiç kusûru ve ihmâli olmadığı halde atın sâhibine gidip "Atın öldü, parası neyse söyle ödeyeyim" demiş. Atın sâhibi adamın teklîfini kabûl etmemiş, "Olmaz, ben para mara istemem, ille de atımı isterim" diye tutturmuş. Adamcağız, "Yâhu ölmüş atın davâsı olur mu, ben ölen atı nasıl dirilteceğim" dediyse de atın sâhibi "atım da atım" diyerek inadından vazgeçmemiş. Olurdu olmazdı derken iş büyümüş ve iki adam birbirlerine girmişler. Onların kavgasını gören, gürültüsünü duyan yakınları da toplanmış, iki tarafdan bir alay adam kavgaya tutuşmuşlar. Kısa zaman içinde bir çok adam ölmüş, karıları dul çocukları yetîm kalmış, hâneler harâb olmuş. 
Bütün bu felâkete sebeb olan şey neymiş biliyor musunuz? Atı ölen adamın enâniyyeti imiş. İnsanı kibre ve gurûra düşüren, dünyâya meftûn eden, hırsına mağlûb eden, tamâhına esîr eden, şehvetine mahkûm eden, insanda buğza, adâvete ve kîne sebeb olan ve bütün bu kötü ahlâkın netîcesi olarak, insana her türlü fenâlığı yaptıran, dünyâda ve âhiretde insanı rezîl ve rüsvâ eden işte hep bu enâniyyet yani benlik davâsıdır.

Terk eyle mâsivâyı gözet sırr-ı vahdeti
Benlik hayâlin eyleme zinhâr sen sen ol
Listeye geri dön