12 Mart 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Tut ki on bin apartmanın oldu, bütün İstanbul senin oldu, bütün Türkiye senin oldu, bütün dünyâ senin oldu, bırakıp gideceksin. Bunu kafana koy. Pâdişah, paşa, vezîr, kıral, emîr, zengin, fukarâ, hiç bir ferd yokdur ki ölümün tadını tatmaya. Mutlakâ, er ya da geç. Hiç kimse ölüme çâre bulamaz. " وَلَوْ كُنْتُمْ ف۪ي بُرُوجٍ مُشَيَّدَةٍۜ velev küntüm fî burûcin müşeyyede". İster demir kalelere gir, ister burçlara çık, ister yedinci kat semâya saklan, mutlakâ ecel gelip seni bulacakdır. Bu da iki türlüdür. Dâimâ söylüyorum ki bu, îmânın cilâsıdır.
Mü'minler! Ölümden korkmayınız. Yalnız ölüme hazırlık yapınız. Ölüm mü'minler için olumdur, kâfirler için ölümdür, hayvanlar için ölümdür. Kâfirler hayvan mâhiyetindedirler. Kâfir, sûretâ insandır, hakîkatde hayvandır. Belki de hayvandan daha ednâ ve eşnâdır. Neden? Este'îzübillah. "أُوْلَئِكَ كَالأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ ülâike kel enâmü belhüm edal". "Habîbim, işte bunlar, hayvanlar gibi, belki hayvanlardan daha dalâletdeler". Niçin? Bir vahşî hayvan, arslan, kaplan, pars, bir adamı parçalar. İnsanın vahşîsi milyonları parçalar, perîşân eder, hâneleri harâb eder, beldeleri türâb eder, milyonlarca insanı mahveder. İnsanoğlu, en yüksek mevkide, Allah'ın halîfesi. Esteîzübillah, "وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً ve iz kâle lil melâiketü innî câilün fil ardi halîfe". İnsanoğlu halîfetullahdır. İnsanoğlu, en ednâ ve eşnâ. Ancak îmân edenler müstesnâ.
"Asra kasem ederim ki, اِنَّ الْاِنْسَانَ لَف۪ي خُسْرٍۙ innel insâne lefî husr", bütün insanlar husrândadır yani hayvan derekesindedir. "اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا illellezîne âmenû", îmânlı gönül ve a'mâl-i sâliha icrâ eden, Allah'ını tanıyan, Allah'ını seven, Allah için Allah diyen, cennet için değil, cehennem için de değil, Allah için Allah diyen, "Ben kulum, O benim Rabbim" diyerek Allah diyenler ve sâlih ameller işleyenler, onlar müstesnâ. Onlar kim? İşte bunlar halîfetullah. Ötekiler, "أُوْلَئِكَ كَالأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ ülâike kel enâmü belhüm edal". Çünkü Allah'sız bir gönülden her şey beklenebilir.
İki kimseden korkunuz. Birisi Allah'dan korkandan korkun, bir de Allah'dan korkmayandan korkun. Allah'dan korkandan korkun, zîrâ o işi Allah'a havâle eder, ne kadar kuvvetli olsan da, Allah senin hakkından gelir. Hakk'dan korkmayandan kork çünkü her türlü fenâlığı irtikâb edebilir, her türlü fenâlığı yapar. İftirâ da eder, hased de eder, gadab da eder. Bütün hayvânâtın ne kadar ahlâk-ı habîsesi varsa onun üzerindedir. Belki hayvanlar arasında iyi ahlâklı hayvanlar da bulunabilir fakat insanoğlu, Allah muhâfaza buyursun, esfel-i sâfilîne gitmişdir.