15 Eylül 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Her gece yatarken, tövbe istiğfâr et, vasiyetnâmeni başının altına koy. Bak ne diyorum sana. Sözümü hikâye diye dinleme. Her gece yatarken tövbe istiğfâr eyle ve vasiyetnâmeni başının altına koy yat. "Efendi, vasiyetnâmemi yazdım, kendime de bir kabir hazırladım, çok güzel yaptırdım, otuz bin liraya, elli bin liraya, kırk bin liraya filan". Kendine kabir hazırlama, sen ben öldükden sonra, bir çukur bulur, bizi içine koyarlar, kendini kabre hazırla! Kabir karanlıkdır, oraya nûr ister. Oranın nûru, îmân-ı kâmil, Kur`ân-ı Mübîn, muhabbet-i Muhammediyyedir. Bu sıfatlara mâlik olanların kabirleri nûr içinde kalır.
Kabirlere ağaç diktir. Bir çocuğun olduğu vakit, götür kabristana bir ağaç dik, hazırlık olsun. "Aman Efendi napıyorsun?" Tabii ya! İşitmedin mi? Çocuğu alıyoruz, sağ kulağına ezan okuyoruz, sol kulağına kâmet ediyoruz. Dikkat buyur, bak ne dedim, sana ne söylüyorum. Çocuğu elimize alıyoruz, kıbleye karşı dönüyoruz, sağ kulağına ezan sol kulağına kâmet ediyoruz. Bunun ma'nâsı ne demek? Ezanla kâmetin arası çok yakındır, değil mi? İşte ezan, kâmet, namaz. Bak ezan okundu, şimdi kâmet edip namaz kılacağız. Diyoruz ki yavruya, "Ezanını sağ kulağına okuduk, sol kulağına da kâmet etdik, ya namazın, o da musallâda kılınacak, yakın bir zamanda". O kadar yakın. İşte hayat bu.
Onun için, hemen, hemen! "Gencim, mencim, filan". Bunları bırak, bırak bu kafaları. Allah'a sıkı sarıl. Bütün cihân kâfir olsa, îmânını fedâ etme. Sana evvelâ lâzım olan, dinlenen dinlenir, dîn sâhibi olmandır, dîn de Allah indinde İslâm Dînî'dir, ve îmân sâhibi olmandır. Kim dînlenirse o dinlenir. Dînsiz dinlenemez.
Îmân sâhibi o, îmânına sarıl iyicene. Yakın bir zamanda görmediğin bir âleme gideceksin. Allah seni görmekde, huzûrdasın ama sen farkında değilsin. Bir huzûra gideceksin ki Allah! Allah o günde bize yardımcı, Resûlullah bize şefî' ola, Kur`ân şefâatkâr ola.
Hemen hazırlan, namazlarını kıl. "Efendim, bazen işimiz var, memuruz filan". Kazâya kalırsa akşama kılarsın. Dersin ki, "Yâ Rabbi, işte hâlimi görüyorsun, böyle oldu, kıldım ben Beni affet yâ Rabbi, nâkısım ben" dersin. Zinhar namazı bırakma! Akıllı kişi namazı bırakmaz. Çünkü kıyâmet gününde ilk hesâb namazdan sorulur. "Bırakıyoruz filan". Allah affetsin cümlemizi. Kılmayanlara Allah tattırsın ve kıldırsın. Sakın gafletde kalıp da namazlarınızı terk etmeyiniz. "Efendim, ben memurum, orda namazı kılamıyorum filan". Kılamazsan, akşam eve gidince kazâ edersin. "Yâ Rabbi, işte görüyorsun vaziyetimi, geldim şimdi yapabildim, senden atâ bizden hatâ" dersin. Abdestsiz gezme.
Dâimâ hazır ol, geliciye. O gelici, ansızın geliyor. Hiç haber vermez. Verir ama görmezsin, farkına varmazsın. Ağrı yapıyor dizin mizin değil mi? Gözün görmüyor, miden hazmetmiyor filan, habercilerdir bunlar. Konunu komşunu almışdır, dedeni babanı almışdır, bunlar da habercidir ama farkına varmazsın sen, bana yok zannedersin. O, ansızın gelir. Abdestsiz gezme. Sakın cünüb basma yere ayağını. Hem maddî cünüblükden, hem manevî cünüblükden. Maddî cünüblük, kadına temas, yâhud gece rüyâ azması ile olur, veyâhud başka türlü şeyler de var, fıkıh kitâblarında sebebleri yazılmışdır, burada anlatacak değilim. Manevî cünüblük de Allah'ı unutmakdan olur. Kim Allah'ı unutursa, isterse günde yedi defa denize girsin çıksın, yine cünübdür o. Allah'ı untuma! Maddî cünüblük ma'lûm, insan âilesi ile tekarrüb eder, yâhud rüyâsı azıtır, yâhud başka hâl olur, gusül abdesti almak îcâb eder. Bu maddî cünüblük bu yıkanmakla gider. Bir de manevî cünüblük vardır ki, Allah'ı unutmakdır. Allah'ı unutduğun vakit cünüb olursun, haberin olmaz bu cünüblükden senin. Her yerde, her mekânda, her zamânda, Allah de! Allah diyen mahrûm olmaz. O'nu zikret ki Allah seni zikreyleye. Çünkü Allah Kur`ân'da vaadetmişdir, "fezkürûnî ezkürküm". Beni zikredin ki ben sizi zikredeyim