Ölümü Anmak Kaç Türlü Olur?

2 Eylül 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Ahiret
Şemseddîn Sıvâsî Hazretleri Mir'âtü'l-Ahlâkında ölümü hatırlamanın üç türlü olduğunu beyân ediyorlar. Birincisi, gâfillerin anmasıdır ki bu onlara dehşet verir, korku verir. Zîrâ ölüm onlar için dünyâ zevklerinden ve nefsânî arzulardan ayrılmak demekdir. Sevenin sevdiğinden ayrılması güç olur. Kalbini dünyâya bağlayan insanların ölümden nefret etmesinin sebebi budur. İkincisi gafletden kurtulup Allah'a rücû edenlerin yani tövbekâr olanların hatırlamasıdır. Bunlar ölümü hatırladıklarında günahlarını düşünürler ve Allah'ın azâbından, ikâbından korkarak tövbelerinde sâbit olurlar, ibâdet ve tâata daha çok rağbet ederler. Cenâb-ı Hakk'ın affına mağfiretine nâil olmak için, hayır ve hasenâtlarını artırırlar, kötülüklerden kaçınırlar. Üçüncüsü, âriflerin ve âşıkların anmasıdır ki onlar ölümden korkmak şöyle dursun, bilakis sürûr duyarlar. Çünkü âşıklar için, ârifler için, ölüm bâbında Allah ile mülâkat vardır yani Hakk'a kavuşmak vardır. Ölüm onların bayramıdır.

Gel imdi mevtini yâd et hemîşe
Nedâmet olmaya tâ sana pîşe

Bulısardır bunun yâdıyla insân
Bekâda rûh u reyhân hûr u rıdvân

Yolum düş oldu kimyâ ma'denine
Elin aç tâ sunam sana nümûne

Bu mevtin zikri üç kısm oldu dinle
Birin birin diyem hıfz edüp anla

Birisi gâfilin zikridir anı
Kaçan ansa yanar cisminde cânı

Ki şehevâtından ayırır anı mevt
Olur lezzât-ı dünyâ kendinden fevt

Ayırır yâr u dildârından anı
Çıkarır kasr-ı gülzârından anı

Çü tıfl-ı nefsi fikr eyler fıtâmı
Tahammül etmeyüp anlar garâmı

Bu ma'nâdan düşer gönlüne haşyet
Olur mevtine kârih zî-fazîhat

Ne cürmün yâd ider ne seyyiâtı
Ne tevbe fikr ider ne fâitâtı

Bu nev'a zikr ile çün hubb-ı dünyâ
Tenezzül bulmaya kalbinde kat'â

Müfîd olmaz bunun gibi tezekkür
Tefekkür ver Hudâyâ sen tefekkür

İkinci tâibin zikridir anı
'Ayân idem sana andan nişânı

Ki yâd itdikçe mevtin tâib-i şâb
Dolar kalbine havf-ı Rabb-i Tevvâb

Sebât üzre olur ol tevbesinde
'Azâbın görmeye tâ türbesinde

Olur hem tâ'atinde cüst u çâlâk
Ki 'ukbâ mezra'ıdır sâha-i hâk

Ki ferdâ ger girem zîr-i zemîne
Bulurum anda a'mâlim defîne

Bu zikrinden olur bunlar netâyic
Netâyicdir olan aslü'l-havâyic

Vasat hâlinde budur zikr-i makbûl
Onu tahsîl idegör kalma mağlûl

Üçüncü 'ârifin zikridir anı
Beyân idem zuhûr ide nihânı

Çü vuslat mev'ididir mevt-i 'ârif
Bu ma'nâdan vefâdır fevt-i 'ârif

Kaçan mevtin anar ferhân olur ol
Ki ana tuhfedir şâdân olur ol

Ana 'illet safâdır sıhhatinden
Beşâretler duyar ol rıhletinden

Bu yüzden gussasıdır 'ayn-ı şâdî
Çü bulur nâ-murâdîde murâdı

Esîr olmakdadır âzâdı anın
Olur iflâs içinde zâdı anın

Görenler cennet içinde meâbın
Beden zindânının ister harâbın

Kafesdir ten demâdem mürg-ı cânı
Anı bozmak diler bulsa amânı

Anınnçün İbn-i Hallâc ol derûnu
Dir idi yâ sikâtî uktulûnî

Ki mevtimden bulurum ben hayâtı
Gerekmez pes hayât-ı seyyiâtî

Çü dârımdır benim mirkât u mi'râc
Yaraşır onda ola İbn-i Hallâc

Bu ma'nâdan buyurdu Fahr-i Âlem
Ne remz ider kulak tut zuhr-ı 'âlem

İşâret eyleyüp işbu makâma
Buyurdu nâzır ol hayrü'l-merâma

(Safer ayının çıkışını bana müjdeleyene, ben de cenneti müjdelerim- Hadîs-i Şerîf).

Safer ayı hurûcun kim ki bana
Beşâretler idem ben dahi ana

Beşâretler riyâz-ı cennet ile
Safâ vü zevk ü şâdî rahmet ile

Çü mev'iddir Rebî'ülevvel ayı
Bulurum anda mevtimle rehâyı

Karîb oldukça ma'şûkun visâli
Olur şevk âteşinin işti'âli

Çü 'ıyd-i ekberimdir mev'id-i yâr
Eğer kurbâna ivsem olmaya 'âr

Safer çün kim hicâb oldu safâya
Beşâretdir hurûcu Mustafâ'ya

Budur çün ahseni bu üç makâmın
Yaraşır bunda ola ger kıyâmın

Velî var bu makâmdan özge hâlât
Didiler kim odur esne'l-makâmât

Budur ol kim bu yolda merd-i tâlib
Ne kârih ola mevtine ne râgıb

Murâd-ı Hakk'a edüp ihtirâmı
Rızâ bâbında kıla hoş kıyâmı

Çıkarup aradan kendi murâdın
Murâd ide murâdının murâdın

Takup gerdâna zencîr-i rızâyı
Yed ile kanda çekseler fidâyî

Bir olup hep yanında gam u şâdî
Çü andan geldi fark itmez nihâdı

Safâ sürer ne kim gönderse cânân
Olup merhemle yâre ona yeksân

Ne kim mahbûb elinden ola vâsıl
Muhibbin oldur anbârında hâsıl

Anı çün gönderipdir dest-i dildâr
Bu yüzden birdir ona verd ile hâr

Velâ ehli belâdan bil ki efzûn
Olur mahzûz budur esrâr-ı meknûn

Ki nâz ehli ile sâhib-niyâzı
Belâ fark eyler olur imtiyâzı

Ki Mecnûn kâsesin sımakda Leylî
Bunu kasd eylemişdir anla meyli

Bu bahrin çün kenârına irilmez
Gönül mürgi bu pervâza yorulmaz

Rücû' eyle koma elden mehârı
Iraklaşdırma kârbândan katârı

Şemseddîn Sıvâsî
Kuddise Sırruh
Listeye geri dön