Önce Kendine Vaaz Et!

23 Kasım 2015 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Muzaffer Efendi Hazretlerinin en sık dile getirdiği nasîhatlerinden biri de Hazret-i İsâ aleyhisselâma atfedilen şu sözdür :


عظ نفسك اولا ثم عظ نفس غيرك
Başkasına vaaz etmeden önce kendine vaaz et!

Efendi Hazretleri bu nasîhatı şu dikkat çekici teşbîh ile îzâh buyururlardı :
Keçi gibi olma! Koyun sudan atlayınca kuyruğu kalkmış, keçi gülmüş. "Niçin gülüyorsun?" demişler, "Koyunun edeb yeri göründü, ona gülüyorum" demiş. Halbuki keçininki hep açık. Hiç kapanmaz onunki. Böyle olma sakın ha!
Efendi Hazretleri, "UCUB" illetine mübtelâ olup da bunun farkında olmayan kişileri îkâz sadedinde şu tavsiyelerde de bulunurlardı : 
İnsâna düşen vazîfe kendisini muhâtabından dûn görmekdir, her kim ki kendisini muhâtabından yüce gördü, o kimse şeytân oldu! Kimle konuşursan konuş kendini ondan dûn (aşağı) gör! "Belki bu zât Allah'a benden daha yakındır" diye düşün. Konuştuğun kişi senden gençse "Bu adam benden gençdir, benim kadar günâh işlememişdir, bunun günâhı benden azdır" diye düşün! Konuştuğun kişi senden yaşlı ise "Bu zât benden yaşlıdır, ben bunun kadar Allah demedim, Allah'a bu zât kadar ibâdet etmedim, bu zâtın ibâdeti benden fazladır" diye düşün! Kâfirle konuştuğun zaman, "Bu adama son nefesde îmân nasîb olursa, bu ehl-i se'âdetden olur, ya benim îmânın selb olursa, hâlim nice olur" diye düşün!
Efendi Hazretlerinin bu hususdaki bir nasîhati de şöyledir : 
Mürîde düşen söz ve hâl "El arpa biz saman / El yahşî biz yaman" kaydına kendisini uydurmakdır. Kendisini bütün mahlûkâtdan dûn ve aşağı görmekdir.
Ehline ma'lûm olduğu üzere sôfiyyenin tamâmı ucub hastalığının tedâvîsi hususunda müttefikdir. Hepsi de ucubun yegâne ilacının "kendini başkalarından dûn görme" olduğunu söylemekdedirler. Bunu temin için yapılacaklar ise kişiye, kişinin durumuna, mevkiine, zamana, zemîne göre değişebilir.

Ko kibr ü 'ucbu nefsin hâk edegör
Enâniyyet hicâbın çâk edegör
Derûnun mâsivâdan pâk edegör
Sarây-ı kalbine mihmân ola Hakk
Efendi Hazretlerinin yukarıda zikrettiğimiz "Her kim ki kendisini muhâtabından yüce gördü, o kimse şeytân oldu!" sözü şu âyet-i kerîmeye işârettir :


وَإِذْ قُلْنَا لِلْمَلاَئِكَةِ اسْجُدُواْ لآدَمَ فَسَجَدُواْ إِلاَّ إِبْلِيسَ أَبَى وَاسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِرِينَ
Ve iz kulnâ lil melâiketiscudû li âdeme fe secedû illâ iblîs ebâ vestekbere ve kâne minel kâfirîn.
Biz meleklere Âdem'e secde etmeleri icin emr eyledik, hemen secde ettiler. Sâdece İblis secde etmedi, kibir eyledi ve kâfirlerden oldu.
Sûre-i Bakara, Âyet 34

Efendi Hazretleri bu âyet-i kerîmeyi İRŞAD adlı eserinde şu şeklide beyan buyurmuşlardır :

İblis, kendini Âdem'den yüce görerek, kendisinin ateşden, Âdem'in ise toprakdan yaradılmasını, bâtıl bir kıyas ile, "Ateş, toprakdan üstündür, üstün olan kendinden aşağı derecede olana secde eder mi?" diye bir hüküm vermesi netîcesinde rahmet-i ilâhiyyeden kovulmuşdur. Halbuki, Şeytan yerde ve gökde Allah teâlâ hazretlerine  secde etmedik bir yer bırakmadığından, melekler ona "harîs" lakabını vermişlerdi. İşte hâl böyle iken kovuldu ve sürüldü.
Efendi Hazretleri aynı husûsu bir sohbetlerinde de şöyle beyân buyurdular :

Bir kimse dünyadan elini eteğini çekerek az yer, az içer, az uyur, insanlardan uzlet eder, kenara çekilirse, 'halk benim şerrimden kurtulsun, korunsun' diye düşünmelidir, bu uzleti 'halkın şerrinden kaçıyorum' diye yaparsa, kendisini onlardan yüksek görmüş olur, bu da Şeytân'ın Âdem hakkında 'ene hayrun minh/ben ondan hayırlıyım' demesi gibi olur, o kişi 'şeytân' olur. Allah muhâfaza buyursun.
Kibr ile gurûr tab'ı eder nâra mübeddel
Kudsî-i tavâzu' ile gelir ehline rıf'at

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön