O'nu Nasıl Kandırayım?

19 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

http://schemas.google.com/blogger/2008/kind#post
NUTK-İ ŞERÎF

Akıl der ki "Ben onu dil ile kandırırım"
Aşk der ki "Sen sus! Ben onu gönül ile kandırırım"

Cân der ki "Yürü git! Beni de kendini de gülünç etme!
O'nun olmayan ne var ki ben onu onunla kandırayım?"

Gamlı düşüncelere dalıp, kendinden geçmek arzusunda olan
Biri değil ki onu ben şarapla ya da büyük bir kadehle aldatayım

Bakış okunun bir yaya ihtiyâcı yok ki 
Ok gibi bakışını bir yayla kandırayım

Dünyâya hapsolan ve şu fânî âleme bağlanan
Biri değil ki onu ben altın ile dünyâ saltanatıyla aldatayım

Görünüşde insân ama gerçekde bir melekdir o
Şehveti de yok ki ben onu kadınlarla kandırayım

Onunki öyle bir ev ki nakşını görseler melekler bile ürküp kaçarlar
Öyleyse ben onu hangi süsle hangi nakışla aldatayım

At sürüsüne hiç ihtiyâcı yok çünkü kanatlarıyla uçar 
Yediği-içtiği hep nûrdur onun ben onu ekmekle nasıl kandırayım

Dünyâ pazârının satıcısı ya da alıcısı değil ki
Ben onu kârla-ziyânla ya da hesapla-kitapla aldatayım

Hiçbir şeyden gâfil değil ki kendimi hasta gösterip
Âh u feryâd ederek kandırayım

Başıma sirkeli bez bağlayıp hastalığımın şiddetinden dem vurayım
Onu merhamete getirmeye çalışarak kandırayım

Bendeki kıl kadar eğriliği bile görür o herşeyimden haberdârdır
 Ondan gizli olan nedir ki onu onunla aldatayım

Şöhret peşinde koşan şâirlere düşkün bir pâdişâh da değil ki 
Onu ben beytlerle gazellerle su gibi akıp giden şiirlere aldatayım

O öyle yücedir ki ne merhamete getirilmekle
Ne de cennetleri va'd etmekle kandırılabilir

Şems-i Tebrîzî onun seçilmişi ve sevgilisidir
Onu olsa olsa o zamânın kutbuyla kandırabilirim

Mevlânâ Celâleddîn Rûmî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî
Listeye geri dön