17 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki, "Men sâme ramazâne vahtisâben gufire lehû mâ tekaddeme min zenbih" yani "Bir kimse sevâbını Allah'dan ümîd ederek Ramazân orucunu tutarsa bütün geçmiş günâhları affolur". Ama kul hakkı düşmez. Bir adam şehîd dahî olsa kul hakkı düşmez. Kimden aldınsa, kime vurdunsa götürüp yerli yerine vereceksin. Ancak bir kimse denizde boğularak şehîd olursa o zaman kul hakkı sâkıt olur. Denizde şehîd olan kişiden hem hukûkullah hem de kul hakkı düşer. Yoksa bir kimse karada şehîd olsa bile yani i'lâ-yı kelimetullah için şehîd olsa bile, yine de üzerinden hukûk-i ibâd yani kul hakkı düşmez. Hattâ Resûl-i Ekrem Efendimiz, bir muhârebede şehîd olan sahâbeden birisi için, "O cehennemde" dedi. "Yâ REsûlallah, şehîd cehennemde olur mu?" diye sordular, "Evet" dedi. Zîrâ o adamın üzerinde emânet varmış, arkadaşının abası onda emânet kalmış, vermemiş. Zamânımızda herif çalıyor çırpıyor, geliyor câmide ağlıyor, "Aman yâ Rabbi, günâhlarımı affet" diyor. Hak sâhiblerine haklarını vermeyince olmaz! Yâhud Allah'a kendini öyle sevdireceksin ki Allah o hakları hazîne-i ilâhîden ödeyecek. Ve illâ fe lâ. Aksi takdirde olmaz yani kul hakkı katiyyen sâkıt olmaz.Efendi Hazretleri, bir Ramazan sohbetini bu mes'eleye ayırmışlar ve uzun uzun kul hakkının ehemmiyyetinden bahsetmişlerdi. 7 Haziran 1984 tarihli bu sohbetin tamâmını aşağıdaki kayıtdan dinleyebilirsiniz.