Orucun Gündüz Vaktinde Tutulmasının Hikmeti

25 Nisan 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

İftar
Her vesîle ile söylediğimiz gibi, Cenâb-ı Hakk'ın her bir emrinde sayısız hikmetler vardır. Bazılarının zannetiğinin aksine, Allah'ın hiç bir emri, tek bir sebeble ve hikmetle îzâh edilemez. Ne var ki, herkes, kendi anlayışı ve istidâdı ölçüsünde bu hikmetlere vâkıf olabilir. Kimisi ancak bunlardan bir tânesini idrâk edebilir, kimisi üçünü-beşini anlar, kimisi daha da fazlasını ihâta edebilir. İnsan, âlim de olsa, allâme de olsa, ilmi mahdûddur, her hikmeti, her hakîkati bilemez. 

Şimdi bir misâl olarak orucun pek bilinmeyen bir hikmetinden bahsedeceğim.

Hepinizin bildiği gibi oruç, gündüz vaktinde tutulur, güneşin batışıyla biter. Yani gece oruç tutulmaz. Bunda çok zarîf bir işâret vardır. Zîra gündüz hayâtın, gece ise ölümün remzidir. Orucun bu şekilde tutulması, hayâtını Allah'ın emrilerine uyarak ve yasaklarından kaçınarak geçirenlerin, öldüklerinde büyük bir rahata kavuşacaklarını göstermekdedir. Nasıl ki akşam olup da ezan okunduğunda, oruç tutanlar türlü türlü nimetlerle karınlarını doyuruyor, susuzluklarını gideriyor, çaylarını kahvelerini içip neşeleniyorlarsa, ömürlerini Allah'ın koyduğu hududlara riâyet ederek geçirenler de öldüklerinde manevî bir sofrada iftar ederek neşeleneceklerdir. İş onunla da kalmayacak, bu kısa dünyâ hayâtında çekmiş oldukları küçücük bir meşakkate ve azıcık bir mahrûmiyyete karşılık ebedî bir sâadete ve hiç tükenmeyecek bir nimete nâil olacaklardır.

Orucun hayâta benzediğini şöyle de ifâde edebiliriz. Nasıl ki insan dünyâya geldiğinde karnı tok, sırtı pek, ana kucağında rahat içindedir, sahur edip oruca başlayan kimse de karnını doyurmuş, susuzluğunu gidermiş olduğu içinpek rahat bir vaziyettedir. Nasıl ki insan zamanla hayatın zorulukları ile karşılaşır ve pek çok mücadeleler yapar, belalara uğrarsa, oruca tutan kişi de bir müddet sonra acıkır, susar ve bir takım zahmetler çeker. Nasıl ki insan yaşlanınca tâkâti kesilir, bir takım hastalıklara dûçâr olur, meselâ gözü iyi görmez, kulağı iyi duymaz, kafası iyi çalışmazsa, orucun son saatlerinde de insan gücünü kaybeder, hisleri ve aklî melekeleri zayıflar. Nasıl ki oruç tutan kişi iftar vaktinde gün içinde çektiği sıkıntıları unutur ve rahata kavuşursa, hayâtını Allah'ın emirlerine uyarak, yasaklarından kaçınarak ve başına gelen belâlara sabrederek geçiren yani hem Allah'ın rızâsını kazanan hem de Allah'dan râzı olan kişi de hayâtını tamamladığında çektiği bütün zahmetleri unutur ve büyük bir rahâta kavuşur. 

İllet-i nefsine tedbîr et devâ-yı savm ile
Hükm-i takdîr ile çünkü oldu ahkâm-ı sıyâm
'Iyd-i subh-ı vasla âhir irgürür iftâr-ı savm
Tan mıdır 'ıyde tekaddüm eylese şâm-ı sıyâm
Listeye geri dön