29 Mart 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Orucun mükâfâtı cemâl-i ilâhîdir. Bu ilâhî nimete ermek
isteyen, Allah'a itâat ederek, Ramazân-ı mağfiret-nişânda oruç tutsun. Orucu
severek tutsun ve tahsîn etsin. Orucun dünyâ ve ukbâda nice bir saâdet olduğunu
düşünerek oruç tutsun. İhlâs ile, sevgi ile, muhabbet ile, aşk ile oruç tutsun.
Cenâb-ı Hakk bütün ibâdetlerin karşılığında vereceği
mükâfâtı bildirmiş ancak oruç hakkında serahaten bir karşılık bildirmemiş ve
bir hadîs-i kudsîde "es-savmu lî ve ene eczî bihî" yani "Oruç bana mahsûsdur,
onun mükâfâtı bana âiddir" buyurarak oruç tutanlara yapacağı ihsânı
bizzât kendi üzerine almışdır. Ârifler bu
mükâfâtın rü'yetullah olduğunu keşfetmişlerdir. Bu mes'elede şöyle bir incelik
vardır.
Malum ya, oruç ibâdetinde riyâ olamaz. Oruçlu kişi kimsenin
göremediği bir yerde yiyip içebileceği halde bunu yapmıyorsa bu, o kişinin, ihsân sırrına nâil olması ile ilgilidir. İhsân, kul
Allah'ı görmese de Hakk'ın kendisini dâimâ gördüğünü ve her hâlini bildiğini
idrak etmesine denir. Cenâb-ı Hakk bu şuurda olan, yani Allah'ı
görüyormuş gibi O'na ibâdet edenlere büyük bir ihsân olarak cemâlini seyretdirecekdir.
Kur'ân-ı Kerîm'de buna işâret âyetler vardır.
Sûre-i Rahmân'daki "هَلْ جَزَٓاءُ الْاِحْسَانِ اِلَّاالْاِحْسَانُۚ" âyet-i celîlesi
bunlardan biridir. Manâsı, "ihsânın karşılığı ancak ihsândır" demekdir.
Birinci ihsân, ihsân şuuruyla tutulan oruca, ikinci ihsân Cenâb-ı Hakk'ın bu
kullarına bahşedeceği büyük ihsâna yani rüyetullaha işâretdir.
'Iyd-i subh-ı vasla âhir irgürür iftâr-ı savm
Tan mıdır 'ıyde tekaddüm eylese şâm-ı sıyâm