Osman Gâzî'nin Mîrâsı

21 Temmuz 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Osman Gazi
Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gâzî rahmetullahi aleyh, yalnızca kahramân bir gâzî ve gözüpek bir kumandan değil, aynı zamanda son derece dürüst, âdil, kanâatkâr ve mütevâzi bir önderdir. Nitekim "Osman Gâzî'yi Hiddetlendiren Teklif" başlıklı yazımızda bahsedilen ibretlik hâdise de O'nun güzel ahlâkına bir misâl olarak anlatılagelmişdir. Osman Gâzî hakkında Âşıkpaşazâde Târihinde zikredilen bir başka ibretlik hâdise de şudur :
Osman Gâzî, Eskişehir'in Hamam semtinde bir pazar kurdurmuş. Bu pazara gayr-i müslimler de gelip işlerini görür ve ihtiyaçlarını giderirlermiş. Bir gün yine Bilecik'den bir takım gayr-i müslimler gelmişler. O zamanlar Bilecik'deki gayr-i müslimler iyi bardak yapıp işlerler ve pazara satmaya gelirlermiş. Müslümanlardan biri bunlardan bir bardak almış ama ücretini ödememiş. Bunun üzerine o gayr-i müslim, Osman Gâzî'ye şikâyete gelmiş. Osman Gâzî, bardağı alıp da parasını ödemeyen o adamı hemen huzûruna getirtmiş ve o gayr-i müslimin hakkını ondan alıvermiş. Bir daha böyle bir haksızlığa kimse cür'et etmesin diye de, o müslümanın bu kabahatini cezâsız bırakmamış. Osman Gâzî'nin dâimâ adâletle hükmetmesi, haksızlık yapan kişi kendi kavminden bile olsa hiç tereddüd etmeden hemen cezâsını vermesi, haksızlığa uğrayan kişi yabancı ya da gayr-i müslim dahi olsa, onun hakkını hukûkunu gözetmesi, özellikle de gayr-i müslimlerin haklarına son derece riâyet etmesi, halkda büyük bir güven ve emniyyet hissi peydâ etmiş. Hattâ civârdaki gayr-i müslimler Osman Gâzî'ye o derece hürmet ve itimâd eder olmuşlar ki, kadınlarını bile tek başlarına bu pazara serbestçe göndermeye başlamışlar
Osman Gâzî'nin vasiyeti de çok mânidârdır, vefâtına yakın, oğlu Orhan Gâzî'yi çağırıp şöyle demiş : 
Oğlum! Sana her kim Allah'ın rızâsına uymayan bir iş teklif eder ya da emrine uymayan bir söz söylerse, sakın onu kabûl etme. Eğer sana söylenen söz ya da teklif edilen iş bilmediğin bir şey ise, bilenlere sor. Sana itâat edip hizmetinde bulunanlara dâimâ iyi muamele et, onların gönlünü al, onlara ihsânlarda bulun.
Osman Gâzî'nin vefâtında terekesinde çıkanlar da ibretlikdir. Sultân'ın mîrâsını taksîm etmek üzere yapılan araştırmada tesbit edilen eşyâlar şunlarmış : Birkaç tâne eyer altına konan keçe, at koşumları, iki adet çizme, birkaç yabani kısrak, birkaç iyi cins at, bir sürü koyun. Osman Gâzî'nin bıraktıkları arasında ne bir gümüş akçe ne de bir sikke altın varmış! Koskoca bir hânın hiç mi hazînesi olmaz, hiç mi altını gümüşü olmaz diye şaşıp kalmışlar. Sonradan anlaşılmış ki, O'nun bırakdığı mîrâs, altın ve gümüş hazînelerinden çok daha büyük çok daha kıymetli bir mîrâsmış. Zîrâ O, kendinden sonrakilere adâlet terâzîsi ile kanâat hazînesini mîrâs bırakmış. Zâten O'nun kurduğu devleti asırlarca ayakda tutan da bunlarmış.


Dedi sultân ki Hakk'dır mülk anındır
Anındır vermek ü almak ü dîvân
Arada biz bahâne olduk ancak
Bahâneden göründü halka burhân
Cihâna gelende kim bâkî kaldı
Kanı ol kim dedi hânım ya sultân
Nice gemileri gark etdi deryâ
Adı 'unsur nihâyetsiz bu ummân
Belirmez izi kârbânlar yitüpdür
Hemân bir âd kodu gitdi Süleymân
Sakın kim adın anup sövmesinler
Dilersen rahmet ede sana Rahmân
Cihânda çok nişân kodu gelenler
Nişân-ı adli bedel kodu Osmân
Listeye geri dön