7 Kasım 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Hazret-i Muhammed'e kim tutunursa, sallallahu aleyhi vesellem, o âlî olur. İzzet Allah'ın indinde ve Resûlullah'ın indindedir. Şu oturduğun yeri dahi ona borçlusun. "İstanbul feth olunacak" demiş, işâret etmiş, senin âbâ ü ecdâdın gelmiş burayı feth etmiş, sen oturuyorsun burada şimdi. Bu emri vermeseydi burayı feth edemezlerdi, olmazdı o iş. "ve le ni'me'l-emîr" demiş, "ne kadar güzel emîrdir orayı zabt eden" demiş. "Ne güzel askeri var, ne güzel askerdir" demiş, seni medh ü senâ eylemiş. Onun işâreti ile gelmişler buraya, bu hadîse mâ-sadak olalım, mazhar olalım diye gelmişler. O bu sözü söylemeseydi gelmezdi âbâ ü ecdâdın buraya. Gâyet metîn kaleleri vardı bunun. Dişleriyle tırmandılar kaleye. Bıçaklarını sokup çıkdılar, kaleye tırmandılar. Oku bak İstanbul târihini. Kaç yüz bin şehîdin var biliyor musun İstanbul surlarının hâricinde? Hepsi Hazret-i Muhammed'e koşdular. O çağırmışdı çünkü, "gelin" diye. Zâhirde fâtih, Muhammed Hân'dı, fakat bâtında ilk işâreti veren Mahbûb-i Kibriyâ rahmeten-lil-âlemîn Muhammed Mustafâ idi.