Özünü İnsan Etmek

5 Ağustos 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
Mürşid-i azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, 1960 senesinde bir iftirâya uğrayarak bir müddet suçsuz yere hapis yatmış. Efendi Hazretlerinin bütün vazîfesi hep irşâd olduğu için hergün sabahdan akşama kadar mahkûmlarla konuşur, onlara türlü türlü nasîhatlarda bulunurmuş. O suçlulardan niceleri Efendi Hazretlerinin irşâdıyla tövbekâr olmuşlar. O hapishânede tıpkı Efendi Hazretleri gibi suçsuz yere yatan ama Efendi Hazretlerinin kim olduğunu bilmeyen sâlih bir zât varmış. Sabri Bey adındaki bu zât Efendi Hazretlerini sürekli mahkûmlarla konuşurken görünce bir gün O'nu îkâz etmek maksadıyla yanına çağırmış ve "Bu adamlarla konuşma çünkü sen bu adamlara bakıyorsun ama görmüyorsun" demiş. Efendi Hazretleri, anlamamazlıkdan gelerek "Görüyorum, niye görmeyeyim?" diye cevap verince Sabri Bey, mahkûmlardan birini gösterip "Bak, şu adamı görüyor musun, bu adam bir kobra yılanıdır, zâhirde insandır ama içinde bir kobra yılanı vardır" demiş. Az sonra başka bir mahkûmu gösterip "Bak, şu adam da bir parsdır, onun içinde bir pars vardır" demiş. Böyle tek tek bütün makûmların sîretini söylemiş. Meğerse o adamın gözünün perdesi yokmuş yani insanların sadece sûretleri değil sîretlerini de görebiliyormuş. Efendi Hazretleri tecâhül-i ârifân ile Sabri Bey'e sormuş "Yahu bunların içinde hiç insan yok mu? " demiş. Sabri Bey, "Var ama pek enderdir" demiş.
Muzaffer Efendi Hazretleri buyururlardı ki :
Bazı hilkati bozuk insanlar vardır ki bunlar insan sûretinde hayvandır yani zâhirde insan ama hakîkatde hayvandır. İnsanın bu dünyâdaki bütün uğraşması dışı insan olduğu gibi içini de insan etmekdir. Dînin maksadı da budur. Bir insanın içi insan olmazsa, yarın yevm-i kıyâmetde rezîl olur. Çünkü o gün herkesin içi dışına çıkartılacak böylece herkesin mâhiyeti meydana çıkacakdır. O güne "يَوْمَ تُبْلَى السَّرَائِرُ / yevme tüble's-serâir / sırların ortaya çıktığı gün" denilmesinin hikmeti de budur. Bir de bakacaksın ki, bu dünyâda hoca diye elini öptüğün bir adam meğerse eşekmiş. Böyle birisini görünce "Tuuu! Allah senin cezânı versin, biz seni bir adam zannedip senin etrâfına toplanmışdık, yazıklar olsun" diyeceksin.
Efendi Hazretleri, "Kişi, bu dünyâda hangi hayvanın sıfatıyla sıfatlandıysa, yarın yevm-i kıyâmetde, o hayvanın sıfatıyla haşrolur" buyurular ve şu hadîs-i şerîfi hatırlatırlardı :
Ashâb-ı kirâmdan bir zât, Resûl-i Ekrem Efendimize Sûre-i Neb'e'deki "يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا / yevme yünfehu fis sûri fe te'tûne efvâcâ / sûra üflendiği gün bölük bölük gelirsiniz" âyetinde zikredilen fevcler yani bölükler nedir diye sormuş. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz hüngür hüngür ağlamışlar ve "Ümmetim on bir sınıf üzerine kabirden kalkar" buyurmuşlardır.
Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Öyleyse uğraşacaksın içini dışını insan yapacaksın yani bâtında bulunan sıfatlarını insan yapacaksın. Eğer yapmazsan yarın yevm-i kıyâmetde hayvan olarak haşrolunursun yani insan doğarsın insan görünürsün ama hayvan ölürsün. Allah muhafaza buyursun. İnsan olmak için savm u salât da yetmez, irfân gerekdir.
Savm u salât u hacc ile sanma zâhid biter işin
İnsân-ı kâmil olmaya lâzım olan irfân imiş

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön