MuzafferOzak.com (Türkçe)

Cimrilerin ve tamahkârların alâmetlerinden biri de aşırı derecede pazarlıkçı olmalarıdır. Bunlar, bir şey alırken de satarken de insanı canından bezdirirler. Zîrâ alacakları şeyin fiyatını râyicin altına indirmeden almak istemezler, satacakları şeyi de râyicin üzerinde satmak için her yolu denerler. Satıcı, fiyatı râyicinin altına indirse bile yine de tatmîn olmayan ve o malı almakdan vazgeçen tamahkârlar olduğu gibi, alıcı râyicin üzerinde bir fiyat da teklîf etse, belki daha yüksek veren olur diye satmakdan imtinâ eden tamahkârlar da çokdur.

Bu vesîle ile halk arasında yanlış bilinen ve pazarlıkçı tamahkârların kendi menfaatlerine âlet ettikleri "Pazarlık sünnetdir" sözünün aslını da beyân edelim. Sünnet olan pazarlık, bir alışveriş yapılacağı zaman fiyatın önceden tesbît edilmesi yani fiyatın muallakda bırakılmaması mes'elesidir. Zîrâ fiyat kararlaştırmadan yapılan alışverişlerde her zaman bir ihtilaf çıkabilir ve taraflardan biri mağdûr olabilir. Sünnet-i seniyyede satıcıyı mağdur edecek şekilde bir pazarlık sözkonusu olmadığı gibi tam aksine, kararlaştırılan fiyatdan daha fazlasını vermek şeklinde bir ikrâm ve ihsân vardır.

Muhakkak ki Allah adâleti ve ihsânı emreder.

Sûre-i Nahl, Âyet 90

Pazarlıkçı Tamahkârlar