21 Aralık 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
NASÎHAT
Pek güvenme dâr-ı dünyâya seni kabre güder
Cân gider cesed düşer yerlerde olur derbeder
Gâfil olma 'âkıbet nevbet gelir birgün sana
Yapdığın yapdırdığın vîrân eder dâr-ı keder
Çul çuval estâr-ı Ka'be-veş metâf olmuş sana
Al yeşil elden gider pâmâl olurlar serbeser
Nice bin eyvân u köşk elvân nakışlı hânkâh
Devletin bulur zevâl harmân eder emr-i kader
Rişte-i cândır sana bugün süpürge telleri
Sîm ü zerden sevgili evlâdların elden gider
Gün olur oğlun kızın hep hâdim-i ağyâr olur
Eller elinde olurlar hâksâr zîr ü zeber
Bir fakîri görse gözlerin kara su indirir
Gûyâ ejderhâyı gördün 'âleme verir zeher
Teneşir tahtasına korlar ki solmuş gözlerin
Seyreder kande varacak der bugün râh-ı sefer
Mâlike'l-mülk Hazret-i Allah'a etmez inkıyâd
Nûr-i tevhîd yok mudur kalbde 'aceb zerre kadar
Hacc u zekât sohbeti gâyet sakîl olmuş bugün
Putları tenzîl edüpdür elde olan sîm ü zer
Lutfiyâ dârü'l-emân dergâh-ı Mevlâ'dır yine
Ehl-i îmâna şerî'at her dü 'âlem rehgüzer
Alvarlı Efe Hâce Muhammed Lutfî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî