14 Aralık 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
DUÂ
اللَّهُمَّ اغْسِلْ خَطَايَاىَ بِمَاءِ الثَّلْجِ وَالْبَرَدِ، وَنَقِّ قَلْبِي مِنَ الْخَطَايَا، كَمَا يُنَقَّى الثَّوْبُ الأَبْيَضُ مِنَ الدَّنَسِ، وَبَاعِدْ بَيْنِي وَبَيْنَ خَطَايَاىَ كَمَا بَاعَدْتَ بَيْنَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ
Allahümmağsil hatâyâ bi mâi's-selci ve'l-bered. Ve nakki kalbî min hatâyâ kemâ yünakka's-sevbü'l-ebyadü mine'd-denes. Ve bâ'id beynî ve beyne hatâyâye kemâ bâ'adte beyne'l-meşrıki ve'l-magrib.
MEÂLİ
Allahım, hatâlarımı kar ve buz sularıyla yıka ve kalbimi hatâlârdan arındır. Öyle ki beyaz bir elbise kirden temizlediğinde nasıl bembeyaz oluyorsa ben de öyle olayım. Hatâlarımla aramı doğu ile batı arası kadar uzak kıl.
ÎZÂHI
Bu duâ, Resûl-i Ekrem Efendimizin ümmetine talîm etdiği duâlardandır. Efendimizin bütün duâları gibi bu da gâyetle fasîh ve belîğ olup, aynı zamanda dikkat çekici bazı mecazlar da ihtivâ etmekdedir. Bu mecâzlar iyi anlaşılırsa, bu duâdaki nükteler ve incelikler de ortaya çıkacakdır. İlmimizin yetdiği ve diilimizin döndüğü kadar îzâh etmeye çalışalım.
Birincisi, hatâlarımızın, günahlarımızın affı için dâimâ Allah'a yalvaracağız, bunu talîm ediyor Peygamberimiz. Zîrâ Allah bizi affetmezse, suçlarımız örtmezse hâlimiz yaman olur. Şunu da hiç unutmayacağız, kim olursak olalım, hatâlarla doluyuz. Hattâ o hâldeyiz ki, ibâdet ederken, hayır işlerken dahi günaha giriyoruz, hatâya düşüyoruz, farkında bile değiliz. Meselâ pek çokları namaz kılıyor ama yediği lokma helâl değil. Yâhud hacca gidiyor ama kazandığı para helâl değil. Yâhud abdest alıyor, on litre su harcıyor. İsraf haram değil mi?
Bazısı da içki gibi, kumar gibi, zinâ gibi, zâhirî günahlardan kaçındığı için, kendini pîr ü pâk zannediyor. Bilmiyor ki, kalbi günahla kararmış, simsiyah. Çünkü kalbinde, riyâ var, ucub var, kibir var, hased var, gadab var, hubb-i mâl var, hubb-ı câh var. Bunlardan daha büyük günah mı olur. Bunlar, günahların anasıdır. Bildiğimiz günahlar, hep bunlardan kaynaklanır.
Efendimiz afv ve mağfiret yerine gusül yakın yıkama tabirini kullanmışlardır. Buradaki incelik şudur. Her günah insanın kalbinde kara bir leke bırakır. Eğer bu lekeler tövbe ile temizlenmezse, zamanla kalbi kaplar, kalb kapkara olur ve o sâatden sonra kişinin tövbe edip Hakk'a dönmesi de müşkil olur. Çünkü kalb tamamen kararmışdır. Buna meydan vermemek için dâimâ tövbe ile, istiğfâr ile, gözyaşıyla o lekeleri temizlemek lâzımdır.
Hazret-i Peygamber'in temizliği kar ve buzla zikretmesi pek manidârdır. Çünkü kar ve buz temizliğin, saflığın en ileri derecesine işâret ediyor. "Günahlarımı kar ile, buz ile yıka" demek, "Beni en güzel şekilde temizle, günahlardan arındır, tertemiz kıl beni" demekdir.
Kar ile buzun zikredilmesindeki diğer bir incelik de şudur. Nefs-i emmâre, cehennemin misâlidir. Yukarıda bahsetdiğimiz o nefsânî huylar, içi ateşle dolu cehennem vâdîlerinin misâlidir. Bunları behemehal söndürmek lâzımdır. Nefs-i emmâre cehennemini söndürmek için Cenâb-ı Hakk'ın ihsân edeceği kara ve buza ihtiyaç vardır. Yani Allah'ın inâyeti olmazsa insan günahlardan kurtulamaz, nefsini dizginleyemez, ahlâkını düzeltemez.
Efendimizin "nakki kalbî" buyurması da çok mandidârdır. Zîrâ nekâvet bâtın temizliğine işâret eder. Zâhirî günahların kökleri, kalbdeki kötü sıfatlardır. Bunlar temizlenmedikçe, insan günahlardan kurtulamaz.
Beyaz elbiseye gelince. Malum ya beyaz renk, temizlik sembolüdür. Çünkü beyaz, en ufak bir lekeyi, tozu dahi gösterir. Beyaz bir elbise gibi temizlenmek demek tam ma'nâsıyla temizlenmek demekdir.
Doğu ile batı meselesine gelince. "Günahlarla aramı doğu ile batı gibi kıl" demek, "Beni bir daha günaha düşürme, hata yapmama fırsat verme" demekdir. Çünkü doğu ile batı aslâ biraraya gelemez.
Böyle bir temizlik, insanın kendi kendine yapabileceği bir iş değildir. Ancak Cenâb-ı Hakk'ın yardımıyla olur bu iş. Onun için dâimâ Hakk'a ilticâ etmeli, O'na yalvarmalı, O'ndan yardım istemelidir.