11 Kasım 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Resûl-i Ekrem Efendimizin sayısız mucizesi vardır demişdik. Bu mucizelerden bir kısmı O'nun dünyâya gelişinden önce, bazıları nübüvvetini izhâr etmesinden önce, bazıları nübüvvetini izhâr etdikden sonra, bazıları da âlem-i cemâle irtihâlinden sonra zuhûr etmişdir. Bunlardan başka, Efendimizin öyle mucizeleri de vardır ki, bunlar belli bir zamâna ve mekâna münhasır değildir, devamlılık arzeder. Yani her devirde, her zamanda, her mekânda mütemâdiyen zâhir olmakdadır. Şimdi bu hususda bazı misâller vereceğim :
- Ne O'ndan evvel ne de O'ndan sonra gelenler arasında hiç kimsenin ismi O'nun ism-i şerîfi kadar çok zikredilmemişdir. O'nun ism-i şerîfi, dünyânın dört bir tarafında, her devirde, her vakitde, her mekânda devamlı zikredilmekdedir.
- Ezân-ı Muhammedî de O'nun dâimî mucizelerinden biridir. Zîrâ on dört asırdır, her gün, dünyânın her tarafında devamlı ezân okunmakda ve O'nun şân-ı vâlâsı göklere yükselmekdedir. Dünyâ dönmekde olduğundan ezanlar hiç susmamakda, bir yerde bitse de başka bir yerde başlamakdadır.
- Cenâb-ı Hakk, Kur`ân'da Peygamberimize melekleriyle berâber fâsılasız olarak salât etdiğini beyân etmişdir. O'ndan gayri hiç kimseye böyle bir iltifât-ı Rabbânî vâki olmamışdır.
- Cenâb-ı Hakk sevgili Peygamberimize aralıksız olarak bizzât salât etdiği gibi, biz kullarına da O'na salât etmeği emretmişdir. Yalnız namazlarda okunan salât ü selâmlar bile bir günde milyarlarca adede bâliğ olmakdadır. Zîrâ iki rekatlık bir namazda üç salât ü selâm vardır. Evrâd u ezkâr ve duâlarda okunan salât ü selâmların sayısı ise hesâba gelmez, bunların adedini ancak Allah bilir.
- Hiç kimse hakkında O'nun hakkında yazıldığı kadar çok ve çeşitli eser yazılmamışdır. Gerek kitâb, gerek risâle, gerek şiir, gerek ilmî, gerek edebî olsun, O'nun hakkında veya O'ndan bahseden sayısız eser yazılmışdır ve hâlâ da yazılmakdadır. Bu eserler dünyânın her tarafında her gün okunmakdadır.
- Resûl-i Ekrem Efendimizin fem-i sâadetinden çıkan sözler, yapdığı işler, verdiği hükümler, hattâ yemesine-içmesine, oturmasına-kalkmasına, gülmesine-ağlamasına varasıya kadar ne varsa bütün âdetleri ve davranışları büyük bir titizlikle tesbît edilmiş ve bu tesbitler muazzam bir külliyât hâline getirilmişdir. Ondan gayri hiç kimse için böyle bir şey mevzubahis olmamışdır.
- Hiç kimse O'nun kadar sevilmemiş, O'na gösterilen alakâ hiç kimseye gösterilmemişdir. O'nun medh ü senâsı için yazılmış kasîdelerin, na'tların, şiirlerin, mevlidlerin, miraciyyelerin haddi hesâbı yokdur.
- Çocuklara en çok O'nun isimleri verilmişdir. En çok rağbet edilen isimleri, bizde Mehmed, Ahmed, Mustafâ, diğer İslâm ülkelerinde ise Muhammed ism-i şerîfidir.
Bütün bunlar, Resûl-i Ekrem Efendimizin devam eden mucizeleridir ve hiç şübhe yok ki kıyâmete kadar da böyle olacakdır.
Cümle 'âlem zikrinin medhinde âcizdir senin
Sözü şîrîn lebi sükker nutku Kur`ân Mustafâ
"Küntü kenz"in vahdetinden 'âşıka budur nişân
Ma'nâsı gelmez dile deryâ-yı 'ummân Mustafâ
Hürmetine Hakk senin verdi kerâmet dilime
Mu'cizât tahtındaki hükm ıssı sultân Mustafâ
Ben kemem kemden medh eyleyem her dem seni
Cümle 'âlem halkına lutf ile ihsân Mustafâ