Peygamberimizin En Büyük Mucizesi : Kur`ân-ı Kerîm

Hüccetü'l-İslâm İmâm-ı Gazâlî Hazretleri muhalled eseri İhyâu Ulûmiddîn'de buyuruyorlar ki :

Allahu Teâlâ, Muhammed aleyhisselâmı peygamberlerin sonuncusu ve daha önceki şerîatları nesh edici olarak göndermiş ve O'nu açık mucizeler ve kesin delîllerle teyîd etmişdir. Ayın yarılması, taşların tesbihi, dilsiz hayvanların kendisiyle konuşması, parmaklarından suların akması, bu mucize ve delillerdendir. Onun en büyük mucizesi ise, kendisiyle bütün Araplara meydan okuduğu Kur'ân-ı Kerim'dir. O dönemin Arapları fesâhatin ve belâgatin en yüksek mertebesine çıkmış oldukları halde ve Kur`ân'ı yıkmak, parçalamak, dağıtmak ve yok etmek için hiç durmadan uğraşdıkları hâlde Kur`ân'ın bir benzerini meydana getirememişlerdir. Çünkü kendilerinden bir benzerini meydana getirmeleri istenen Kur`ân-ı Kerîm, hem nazmı hem ma'nâsı hem de tertîbi itibarıyla mucizedir. Yani Kur`ân, hiçbir beşerin hiçbir zaman bir benzerini ortaya koyamayacağı derecede güzel, mükemmel ve hârikadır. Kur`ân'ın gerek geçmiş, gerek hâl ve gerekse geleceğe dâir verdiği bilgiler ve haberler de, insanları onu taklîdden âciz bırakan diğer bir husûsiyyetidir.

Kur`ân'-ı Kerîm'in Peygamberimizin en büyük mucizesi olduğuna hiç şübhe yokdur. Evet, Efendimizin diğer mucizeleri de pek büyükdür, her biri ayrı ayrı önemlidir. Ne var ki mucize-i kevniyye cinsinden olan mucizeler, geçmişde kalmışdır, günümüz insanı bunları müşâhede edemez, ancak rivâyet yoluyla ilme'l-yakîn olarak bilebilir. Halbuki Kur`ânı Kerîm ayân beyân ortadadır, dâimâ genç ve dinçdir ve kıyâmete kadar da böyle kalacakdır çünkü Allah kelâmıdır.