4 Aralık 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Peygamberimiz, rahmet peygamberidir. Nitekim Cenâb-ı Hakk O'nun hakkında "rahmeten-lil-âlemîn" buyurmuş ve O'na kendi isimlerini vermişdir, Raûf ve Rahîm demişdir onun için. Efendimiz serâpâ rahmetdir, merhametin tecessüm etmiş hâlidir yani Allah'ın rahmeti O'nunla vücûd bulmuşdur. Peygamberimiz, son derece müsamahakârdı. Ayıpları örter, kimseyi utandırmaz, kabahat yapana kızmaz, azarlamaz, nâhoşluklara hep tahammül ederdi.
Şimdi O'nun merhamet ve müsâmahasına deryâdan bir katre, güneşden bir hüzme kabîlinden bazı misâller verelim :
- Bir savaşda, kendisine, "Ya Rasûlallah, şu azgın kâfirlere bedduâ et" dediklerinde, "Hayır! Ben bedduâcı olarak değil, rahmet olarak gönderildim" demişdir.
- Efendimiz, bir kimseye bedduâ etmesi istendiği zaman, bedduâ yerine, o kimseye duâ ederdi.
- Efendimiz kimseyi dövmemişdir, savaşda da her zaman ön safda bulunmasına rağmen silâh kullanmamışdır.
- Yıllarca Efendimiz aleyhisselâmın hizmetine bakan Enes radıyallahu anh diyor ki, "Ben sekiz sene Resûlullah'a hizmet etdim. Yapmam gereken bir işi yapmadığım veya yanlış yapdığım zamanlar oldu ama Resûlullah bana bir kere bile kızmadı, çıkışmadı, niçin yapmadın demedi".
- Peygamberimiz kolay kolay kızmazdı, ömrü boyunca kızdığı hâdiseler sayılıdır. Bunlar da Cenâb-ı Hakk'ın gadabını celb eden mühim hâdiselerdir.
- Bir gün Efendimiz ashâbıyla beraber mescidde oturuken, bedevînin biri mescidin bir köşesinde çişini yapdı. Ashâb-ı kirâm adama öfkelenip üstüne yürüdüler. Peygamberimiz hemen onlara mâni oldu ve adama yumuşak bir şekilde hitâb ederek şu nasîhatda bulundular, "Burası mesciddir, ibâdet yeridir, işemek veya çöp dökmek için yapılmamışdır" buyurdular. Sonra da ashâbına dönüp, "İnsanları kaçırmayın, onları kazanmaya bakın. Bu dîni sevdirin, nefret ettirmeyin sakın" buyurdular.
- Peygamberimiz bütün mahlûkâta karşı merhametli olmakla beraber fukarâya, yetîmlere, düşkünlere ayrı bir merhameti, ayrı bir şefkati vardı. Muhtâclara, zayıflara dâimâ kol kanat gerer, onları rahat etdirmek, onların derdine devâ olmak için hiç bir fedâkarlıkdan kaçınmazdı Peygamberimiz. Yemez yedirir, giymez giydirirdi Efendimiz.