13 Aralık 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Resûl-i Ekrem Efendimiz beşer cinsinden olması hasebiyle, yer, içer, yatar ve uyurdu. Ne var ki O'nun uykusu bizim uykumuz gibi değildir. Nitekim, "Benim gözüm uyur ama kalbim uyumaz" buyururlardı. Bu yüzden ehlullah hazerâtı Hazret-i Peygamber için uyumak tabirini kullanmamışlardır, bunu edeb hârici görmüşlerdir. Biz Efendimiz hakkında uyku tabirini mecbûren kullanıyoruz, meseleyi anlatmak için başka çâre yok çünkü. Şimdi O'nun yatma ve uyuma âdâbından biraz bahsedelim :
- Peygamberimiz yatağa girmeden evvel muhakkak abdest alırdı ve ashâbına da bunu tavsiye ederdi. "Yatağına girmek istediğin zaman eğer abdestin yoksa aynen namaz için aldığın abdest gibi abdest al" buyururdu. Ümmetinin abdestsiz uyumasını istemezdi Efendimiz. Çünkü ecelin ne vakit geleceği malûm değildir. Abdest istiğfâr hükmündedir. Abdest alıp yatan kişiye ecel uykuda erişirse, günahlardan arınmış olarak rûhunu teslîm etmiş olur.
- Yatmadan evvel duâ ederdi Peygamber Efendimiz. Zâten her fiili, her işi duâ ileydi, zikir ileydi, Efendimizin. Yatarken yapdığı duâlarından biri şudur : "Allahım, kıyâmet günü kullarını hesâba çekmek üzere dirilttiğinde beni azâbından koru". Diğer bir duâsı da şudur : "Allahım, senin isminle ölür, senin isminle dirilirim". Ümmetine tavsiye etdiği bir duâ da şudur Peygamberimizin : "Allahım, yanımı ancak senin isminle döşeğe koydum, onu ancak senin isminle kaldırırım. Eğer nefsimi öldürüp de yanında tutarsan ona merhametle muamele et. Eğer öldürmez de tekrar bu âleme gönderirsen sâlih kullarını koruduğun şeylerle onu da koru".
- Peygamberimiz yatağına girdiği zaman avuçlarını birleştirir, İhlas, Felak ve Nas sûrelerini okur, mübârek avuçlarına üfler, sonra elleriyle vücûdûnu sıvazlardı. Bunun hikmeti de şudur ki, bir kimseye ecel uykuda erişirse, son sözü zikrullah ve Kur`ân-ı Mecîd olmuş olur.
- Yatakdan kalkarken de duâ eder, Allah'ı zikrederdi Cenâb-ı Peygamber. O duâlardan biri şudur : "Hamd, bizi öldürdükden sonra tekrar dirilten Allah'a mahsûsdur. Mahlûkâtı öldükden sonra diriltmek O'na mahsûsdur".
- Hep sağ tarafına yatardı Efendimiz ve sağ elini elini başının altına koyarak uyurdu.
- Ekseriyâ Yatsı namazından sonra yatardı Peygamberimiz, Yatsıdan sonra çok oturmazdı. Misâfiri varsa, düğün merâsimi varsa, mühim bir işi varsa yani duruma göre daha geç yatdığı da olurdu Efendimizin.
- Yatağı çok hafif ve inceydi Peygamberimizin. Ekseriya içi hurma lifi, astarı deri olan bir döşek üzerinde yatardı Efendimiz. Bazen de altında sadece kilim yâhud aba veya hasır bulunurdu. Hattâ bazen ikiye katlanmış bir kumaşı döşek olarak kullanırdı Efendimiz. Hattâ bazen toprak üzerinde bile yattığı da olurdu Peygamberimizin. Hasır üstünde yattıklarında, mübârek bedeninde hasır izleri görülürdü. Bir seferinde O'nu bu hâlde gören bir zât, "Yâ Resûlallah, size bir yatak yaptırsak" diyecek oldu, Efendimiz kabûl etmedi bu teklifi ve şöyle buyurdular, "Benim dünya ile ne alâkam var? Benim bu dünya ile alâkam, yolculuk esnâsında bir müddet dinlenmek için bir ağacın gölgesinde oturan, sonra orayı terk ederek çekip giden bir yolcunun o ağacın gölgesiyle olan alâkası kadardır".