Pîr Nureddin Cerrâhî Hazretlerinin İrtihâli

5 Eylül 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Cerrahiyye
Tarîkat-ı Cerrâhiyye'nin pîri Seyyid Muhammed Nûreddîn Cerrâhî Hazretleri, hicrî 1133 (milâdî 1721) senesinin Şevvâl ayında rahatsızlandı ve makâmına ser-halîfesi Şeyh Süleymân Veliyyüddîn Efendi'yi oturtarak bugün kabr-i şerîfinin bulunduğu yerdeki halvethânesine kapandı. Teklîf edilen tedâvî ve ilaçları kabûl etmemesine rağmen kırk gün kadar devâm eden hastalığı esnâsında kimsenin yardımına muhtâc olmaksızın ibâdet ve zikrullaha devâm etti.

O senenin Kurbân Bayrâmı arefe gecesinde, bendegânını çağırıp, “Ey ihvânım, benim bu gece rahmet-i Hakk’a gitmekliğim gerekdir” deyip mübârek ellerini kaldırıp şöyle duâ buyurdu : 
İlâ kıyâmi’s-sâa, tarîkımıza mensûb olanlar ve ömründe bir kerre türbemizin önünden geçerek fâtiha okuyanlar bizimdir. Yâ Rabbi bize mensûb olanlar ateşde yanarak ve denizde gark olarak ve on aded ilel-i meşûmeye mübtelâ olarak âlem-i âhirete intikāl etmesinler ve nihâyet-i ömürlerine kadar fakr u zarûret çekmesinler ve îmânlarını kurtarıp da irtihâl etsinler ve irtihâl edeceklerini kendilerine ilhâm eyle ve hubb-i mâl ve evlâd ve ıyâli kalblerinden sil ve irtihâllerinin yakîn olduğunu sarâhaten veyâ zımnen yanlarında bulunanlara haber versinler. Yâ Rabbi cümlemizi mağfûr eyle... 
Bu münâcâtı bitirince orada bulunanlarla helâlleşdi ve hâzır olmayanlarına da selâm bırakdı. Sonra kıbleye dönerek “Allâh” diye bir sayha vurup âlem-i dünyâdan âlem-i cemâle intikâl buyurdu.

Ertesi sabah yani 9 Zilhicce 1133 günü, mürşîd-i âgâhı, Şeyh Alî Alâeddîn Köstendilî Hazretleri dergâhı teşrîf buyurup, Hazret-i Pîr'in gaslini bizzat icrâ buyurdu ve usûl-i tarîkat üzere dallı arâkiyyesini mübârek başına giydirip, icâzesini de mübârek sağ eline fâtihâlar ederek verdi.

Hazret-i Pîr kuddise sırruhu’l-hatîr Efendimizin kendi dergâhına defn edilmesine ve Fâtih Câmi‘-i Şerîfinin minârelerinde salâ verilmesine pâdişâh emri çıkdı. Cenâze, meşâyihin cenâzelerine mahsûs olan merâsimle zikr ü tevhîd, salât u selâm ve ism-i hû ile devrân edilerek Fâtih Câmi‘-i Şerîfine götürüldü...
Fahreddin Efendi Hazretleri buyuruyorlar ki :

Amcam Şeyh Yahyâ Gâlib Efendi, Hazret-i Pîr kuddise sırruhu’l-münir Efendimizin cenâze merâsîmini görenlerden yüz otuz yaşlarına kadar yaşamış Kavukçu Mustafa Baba'dan duyduklarını şöyle hikâye etmişdi :

Kavukçu Mustafa Baba çocukluğundaki bir bayram arefesinde, annesi ile bayram alışverişine çıkmış. Ayakkabı almak üzere Fâtih Câmi-i Şerîfi civârındaki haffâfhâne çarşısına gitmişler. Bayram arefesi olduğu halde çarşı kapalıymış. Annesi, çarşının neden kapalı olduğunu sorunca, "Pâdişâh hazretlerinin şeyhi irtihâl etmiş, cenâzesi defnedilinceye kadar İstanbul’un bütün çarşılarının kapanmasın için pâdişâh hazretleri îrâde etti" demişler. Kadın, çocuğuyla evine dönerken, Hâfız Paşa câmi‘-i şerîfi caddesinde Hazret-i Pîr'in cenâze merâsimine rast gelmiş. Cemâatin izdihamından yanındaki küçük çocuğunun ezilmesinden korkarak rastgele bir evin kapısını çalmış. Cenâze geçinceye kadar içeri alınmasını ricâ etmiş. Kavukçu Mustafa Baba işte o evin kapısı içinde, annesinin omuzlarında, Hazret-i Pîr’in tabutunun başlar üzerinde büyük bir cemaat ile ve tekbîr u tehlîl ile geçişini müşâhede etmiş...

Cenâze namâzı Şeyhülislâm Mehmed Molla Efendi tarafından kıldırıldıkdan sonra Hazret-i Pîr’in tâbût-ı muallâsı Fâtih Sultān Mehmed Hân Hazretlerinin türbe-i şerîfi önüne getirilip Koca Mustafâ Paşa’daki Hazret-i Pîr Sünbül Sinân kuddise sırruhu’l-mennân dergâhının postnişîni Şeyh Koca Nûreddîn Efendi Hazretleri tarafından tezkiye ve duâ edildi. Zamânın pâdişâhı Sultân Mustafâ Hân, türbe içinden duâya iştirâk etdi. Duâdan sonra gulgule-i zikr ü tevhîd ile hânkāh-ı âlîlerine götürülüp vaktiyle halvetnişîn oldukları yerde defnolundu. Defin esnâsında, Şeyh Koca Nûreddîn Efendi Hazretleri zikr ü devrân ettirdi. Sonra Hazret-i Pîr Efendimizin mürşidi Ali Alâeddin Köstendilî Hazretleri tarafından meşâyihe mahsûs kabir tevhîdi icrâ edildi ve sünnet-i seniyye üzere telkîn verildi...

Geçtiğimiz Kurbân Bayrâmı arefesi, Hazret-i Pîr Efendimizin Hakk'a yürüyüşünün 305. sene-i devriyesi idi...

Kaddesallahu esrârahum ve nefe'anallahu bi şefâ'atihim...
Listeye geri dön