25 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Râh-ı aşka girmeyen merd olmadı zenler durur
Kût-ı usfûr olmağa mezbelede erzenler durur
Aşk yoluna girenler nefsin boynunu vuranlardır ki nefs ile cihâd etmeyene er denmez. Nasıl ki bildiğimiz savaşlarda düşmâna karşı çıkmak büyük bir cesâret gerekiyorsa manevi harb hükmünde olan nefs ile cihâd da büyük bir cesâret ve kahramanlık gerektirir. İster kadın olsun ister erkek olsun, bu cesârete sâhib olup nefsine kılıç vuranlar, Allah erleridir, ricâlullahdır. Bu büyük cihâda cesâret edemeyen, bir serçeye yem olan kıymetsiz bir darı dânesi gibi, bu dünyâ mezbelesinde yok olur gider.
Cevr-i gülden gam yeme bülbül ki her hârı anın
Sîne-i sadpârenin vaslına sûzenler durur
Gülün cefâsından şikâyet eden kişinin aşkdan haberi yokdur. Zîrâ gül dalındaki bülbülün göğsüne batan dikenler ona vuslatı müjdeler. Vuslat yolunda âşıkın başına gelen belâlar, derd gibi görünür ama hakîkatde âşıkın derdinin dermândır.
Nâvek-i hecr ile sadrında görünen rahneler
Rehgüzerdir bakmağa cânâna revzenler durur
Firkat oklarının âşıkın bağrında açtığı yaralar, sevgilinin cemâlini seyretmeye yarayan pencereler gibidir. Âşıkı vuslata erdiren, aşk acısı ile çekdiği çilelerdir.
Mekteb-i aşkda nedânem dersin al ko bilmeği
Râh-ı Hakk'da akl u fehmin çün ki rehzenler durur
Aşk mektebinde bilgi bir işe yaramaz. Bu yolda ancak aşk ile yürünebilir, akıl ve bilgi, Hakk yolunda yürümeye engel olur.
Şemsiyâ bu yolda evrâm-ı ciğerden gam yeme
Nakd-i irfâna zîrâ her biri mahzenler durur
Bu yolda çekilen zahmetler hakîkatde zahmet değil rahmetdir zîrâ çekilen her zahmetin karşılığı marifetullah hazînesinden gelen bir ihsândır.
Şemseddin Sıvâsî
Kuddise Sırruh