Ramazan Soruları - 17 Temmuz 1981

12 Nisan 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Zikrullah

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri Cuma namazlarını kıldırdıkları mescidde Ramazan aylarında namazdan sonra bir müddet otururlar ve cemaatin suâllerine cevâb verirlerdi. Suâller daha çok şer'î meseleler üzerine olurdu. O sohbetlerden ikisini geçenlerde yayınlamışdım, şimdi de bir üçüncüsünü yayınlıyorum :

* Oruçlu kan aldırabilir mi?

Oruçlu kan aldırabilir, orucu bozulmaz. İğne de yapdırabilir, bozulmaz orucu.

* Oruçluyken diş çekilebilir mi?

Çekilir, bozulmaz orucu.

* Abdest alırken yâhud yıkanırken ağzımızdan içeri su kaçarsa ne lâzım gelir?

Kaçarsa bozulur, gününe gün tutmak lâzım gelir. Kasden yerse, içerse ve kasden kendi âilesi ile yatarsa, yâhud Allah muhâfaza etsin başka birisiyle bir fenâlık yaparsa, altmış bir gündür. İki ay hiç ara vermeden kefâret orucu yapacak, bir gün kazâ. Altmış bir gün. Bir adam kasden oruç tutmazsa, gününe gündür. Oruca niyet etdi ve orucu bozdu sonradan, sözünde durmadı yani, kalleşlik yapdı, o vakit cezâ yer.

* Zekât kimlere verilmesi lâzım?

Akrabâlarına, zengin olmayan akrabâlarına. Kardeşine verebilirsin. Dayına, amcana verebilirsin. Anana, babana, dedene, haminnene, büyük haminnene veremezsin. Çocuğuna, torunlarına veremezsin. Kızkardeşine, amcana, dayına verirsin. Kadın zenginse kocasına verebilir. Koca zenginse karısına veremez.

* Kızkardeş bekarsa zekât verilebilir mi? 

Kızkardeşine verirsin, evli de olsa gene verirsin, fakîrse kocası. Tabii zengine verilmez. Bekarsa da verirsin, evli de olsa gene verirsin.

* Dâiresi olana zekât verilir mi?

Fukarâysa verirsin. Fukarâ olması için mutlakâ sokakda mı kalması lâzım. Dâiresi olan da fukarâ olabilir.

* Alacağı var ama alamıyor. Böyle bir kimseye zekât verilir mi?

Alacağı mechûlse verilir. "Vebnissebîl"e girer.

* Kaplama diş olur mu?

Kaplama diş olur. Altına su gitmezse insan cenâbet olmaz. 

* Necip Fâzıl gazetede yazıyor, imâm da olsa dişinde kaplama varsa peşinde namaz kılınmaz diyor.

Yanlış söylemiş. Necip Fâzıl fakîh değildir, iyi bir muharrirdir filan. Fakat fakîh değil o. Fetvâlar var bu husûsda, öyle şey olur mu. 

* Benim şahsen birisinden alacağım var, adam esnaf, parayı batırmış, borçlu, ödeyemiyor. Zengin bir arkadaş bu adama büyük meblağda zekâtını verse, o muhtâc olan arkadaş borcunu onunla ödeyebilir mi?

Öder, öder. Hattâ meselâ benim alacağım var, meselâ bu Efendi'de. Gösterdiğim için affet beni, yani anlaşılsın diye söylüyorum. Alacağım var bir türlü alamıyorum. Yok parası bunun. Ben buna çıkardım, zekâtımı verdim. "Şimdi bana borcunu öde" dedim. O bana borcunu ödedi. Olur. (Efendi Hazretlerinin sırf misâl vermek için işâret etdiği zât demesin mi, "Zâten biz size borçluyuz. Size olan borcumuzu hiç bir zaman ödeyemeyiz". Şu irfâna bakınız! Efendi Hazretleri o zâta, "estağfirullah" diyerek mukâbelede bulundular).

* Farz namazlarda borcu olan sünnet namaz kılamaz diyorlar ne dersiniz?

O Şâfiilere göre öyledir, bizim mezhebde kılınır. Hem farzı kılar hem sünnet-i müekkedeyi kılar Hanefî'de bizim. Çünkü İmâm-ı Azam rahimehullah buyururlar ki, "Namazın farzındaki borçları Cenâb-ı Hakk âhiretde sünnetlerle ikmâl edecek" diyor. 

* Abdestiz zikir olur mu?

Olur. Cenâbetken de olur. Bir müslümana cenâbet gezmek yakışmaz ama cenâbetken de bir adam zikredebilir. Müslüman cenâbet gezmez. Ama cenâbet bir müslüman zikredebilir. Zikre mâni değil. Kur`ân'dan yalnız Sûre-i Fâtiha'yı okuyabilir, duâ diye. Kur`ân diye değil, duâ diye Fâtiha okur yalnız. Besmele çekilir. "Bismillahirrahmânirrahîm", "Elhamdülillahi Rabbi'l-âlemîn", "Allahümme salli alâ Muhammed", "Lâilâheillallah Muhammdü'r-Resûlullah", "Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluh", hepsi söylenebilir bunların. Sûre-i Fâtiha da okunur, yalnız Kur`ân niyetine değil, duâ niyetine. Meselâ bir kâfir geldi, "Ben islâm olacağım" dedi. Ben ona ne diyeceğim şimdi? "Lâilâheillallah Muhammdü'r-Resûlullah". O da, "Lâilâheillallah Muhammdü'r-Resûlullah" diyecek. Onun abdesti var mı, guslü var mı? Demek ki câiz. 

* Evvâbîn namazıyla ebeveyn namazı aynı mıdır?

Hayır.

* Evvâbîn namazı kaç rekatdır?

Dört.

* Fâtiha'dan sonra hangi sûreyi okursak oluyor değil mi?

Evet tabii. Hatta Fâtiha'dan sonra "Elhamdülillahi Rabbi'l-âlemîn. Errahmâni'r-rahîm" deyip rükûya gitsen olur. Birisi vâcibdir, biri kırâatdır. 

* Banka fâizi haram mı?

Onu müftülüğe soracaksın. Onlar bu iş için maaş alıyorlar.

* Namazda kolları örtmek şart mıdır?

Cemâate bağlı o iş. Kolunu kapaman Allah'a mı kullara mı? Allah'a karşı kapalı olmaz. Allah şalvarın içindekini de görür, ciğerindekini de görür. Kullara karşıdır o. O memleketde böyle taammüm etdiyse câizdir, etmediyse mekrûhdur. Herkes kapalı, sen açık olmaz, mekrûhdur. Ama herkes kolları açık olarak namaza duruyorlarsa o vakit mahzûru olmaz. Çünkü Arabistan'a gidersen görürsün, Arab beline bir peştemal dolamış, imam oluyor. Üst tarafında bir şey yok. Takke de yok kafasında, ayağında çorap da yok. Câiz. Çünkü neden? Orada örf böyle, ayıp değil. Bu tesettür kula karşıdır, Allah'a karşı değildir. Temiz giyinmek, intizamlı giyinmek cemâat-i islâmiyyeye karşıdır, Allah'a karşı değil. Allah insanın ciğerini de görür, barsağını da görür.

* Teheccüd namazı kaç rekatdır?

On iki. Sekiz, dört, iki de olur. 

* Müslüman erkeklere ipek giymek, altın takmak câiz midir?

Haramdır, haramdır. Ama ne gibi haramdır biliyor musun? Şarap gibi kullanan cehenneme girmez. Âhiretde o nimetden mahrûm olur.

* Peki gümüş?

Gümüş serbestdir. Elmas da takabilir, cevher de takabilir. Alatın ve ipek haramdır. Ama cezâsı cehenneme girmek değildir. Âhiretde o nimetden mahrûm olmakdır. 

* Bizim âile Şâfii mezhebinde, ben Hanefî mezhebindenim. Onlar ziynet eşyâsından zekât vermiyor. Ben kocası olarak bir mükellefiyyetim yok değil mi?

Hayır. Onun malı o. Ne dedim az evvel? Kadın zengin olursa, kadın kocasına zekât verebilir. Yani onun parası üzerinde senin mesûliyyetin yok.

* Bayram namazında Şâfiiler Hanefîlere uymaması mı lâzım?

Yo, yo, yo, yo! Uyarız, uyarız. Dört tânesi de ehl-i sünnet ve'l-cemâat mezhebidir, uyarlar birbirlerine. 

* Her "Lâilâheillallah" dediğimizde "Muhammedü'r-Resûlullah" dememiz de şart mıdır?

Uzun tevhîd zikrinde, her "Lâilâheillallah"da "Muhammedü'r-Resûlullah"ı düşünürsün, hatırından. Yüzde bir izhâr edersin. Yüzde bir, "Lâilâheillallah Muhammedü'r-Resûlullah" dersin. Yani "Lâilâheillallah, Lâilâheillallah, Lâilâheillallah...", yüzüncüde, "Lâilâheillallah Muhammedü'r-Resûlullah". Ama her tevhîdde, "Muhammedü'r-Resûlullah"ı düşünmek lâzımdır. Çünkü "Muhammedü'r-Resûlullah" denmezse tevhîd kabûl olmaz, reddolunur. 

* İkisini de söylesek?

Bir şey lâzım gelmez. Daha a'lâ olur. Daha a'lâ olur.

* "Lâilâheillallah" derken Allah'ı düşünüyoruz, "Muhammedü'r-Resûlullah" derken ne düşüneceğiz biz?

Cenâb-ı Peygamber'in muhabbetini, Resûlullah'ın Allah'a olan muhabbetini, Allah'ın Resûl'e olan muhabbetini ve Resûlullah'ın şefâatini düşüneceğiz.

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön