Ramazan Soruları - 2 Temmuz 1982

17 Mart 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Namaz
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri Ramazan aylarında Cuma namazından sonra bir müddet otururlar ve cemaatin suâllerine cevâb verirlerdi. Bu da o meclislerden biridir. 

* Siz saçınızı niye uzatıyorsunuz, özel bir sebebi mi vara acabâ diye merâk etdim?
Meşrebden suâl olmaz. Ben de sana soruyorum, sen niye uzatmıyorsun? Ben uzatıyorum. Meşrebden soru olmaz, mezhebden soru olur. Saç bırakmak sünnet-i seniyyedir. Resûlullah Efendimiz, ömründe iki defa başını tıraş etdirmişdir, iki defa ustura vurdurmuşdur. Ondan gayrısı, mutlakâ saçlarının ucu kulağının yumuşağına kadar olurdu Peygamberimizin. Bazen omuzuna kadar uzatırdı Hazret-i Peygamber. Sünnetdir. Bizim sofular bilmezler onu, hıristiyan papazları saç uzatıyor diye uzatmazlar. Halbuki Budistler kafalarını usturaya vurduruyorlar. Bütün peygamberler saçlıdır, hiç saçsız peygamber yokdur. Ve ortadan iki tarafa ayırmak sünnetdir. İbrâhim Peygamber de saçını öyle tararlardı, saçlarını ortadan ayırırlardı. Hazret-i Îsâ, Hazret-i Mûsâ, Hazret-i Nûh aleyhisselâm, Âdem aleyhisselâm, hepsinin saçı vardı. Yalnız Âdem'in sakalı yokdur. Sakalsız peygamber yalnız Âdem aleyhisselâmdır. Cennetde halk olunduğu için sakalı olmadı onun. 
* Efendim, ben Ocak ayının on beşinde emekli oldum, 470 bin lira aldım. Bir kısmını harcadım, şimdi benim yüz bin lira param var, zekât vermem lâzım mı?
Hayır, vermeyeceksin. Havl-i havelân şartdır. Havl-i havelân demek parayı aldığın günden itibaren bir sene geçdi mi, aynı gün geldi mi, farz olur sana zekât vermek. Bir sene. Kurbanda öyle değil. Fakîrsin, akşam üstü para geçdi eline, hemen kurbanını keseceksin. Sene geçmek şart değil. 
* Hocam, namaz kılmayana, oruç tutmayana zekât verilir mi?
Mü'minse verilir. Hattâ geçen gün Diyânet Riyâsetinden birisi sahurda söyledi, radyoda, "Müslümana fitre verilir" dedi, hayır, fitre herkese verilir. Komüniste de fitre verilir, komüniste. Allahsıza yani. Hıristiyana, yahudiye, komüniste, dinliye, dinsize, donluya, donsuza, çişliye, çissize, bitliye, bitsize fitre verilir. Fitre! Zekât, müslüman hakkıdır. Tabii fazîletli insanlar müstesnâdır. Meselâ nâmuslu, iffetli adam, çalışamıyor filan, onlara vermek efdal olur. Ama namaz kılsın kılmasın mü'minse verilir. 

* Ama oruç tutmuyor.

Tutmasın, mü'min değil mi, müslüman?

* Mü'min.

Verilir. Câizdir. Ama efdali, tutana ve kılana vermek, efdal o.

* Hazret-i Peygamber'i rüyâsında gören bir kişi resmini yapabilir mi? Yapsa ne olur?
Resmini yapdırmayı Peygamber men etmiş yavrucum.  Peygamber'i rüyâda görmek de kişinin Peygamber'e yakınlığı kadardır. Kimi sakallı, kimi sakalsız, kimi genç, kimi ihtiyar görür Peygamber'i. Resûlullah Efendimiz, bir ayna gibidir, Peygamber'e her bakan kendini görür. Peygamberimiz men etmiş kendisinin resminin yapılmasını. Ama bulsak resmini şimdi ben alıp saklarım, başka. 
* Peki yapıldıysa?
Yapıldıysa Peygamber râzı olmaz.
* Şimdi onu yok etmek için ne yapmak lâzım?
Yok etme, kalsın. Tövbe edersin, bırakırsın, bir şey lâzım gelmez. Tövbe edersin, yok etme.
* Bende bir resim var efendim, Resûlullah'ın resmi.
Bende de var. Hattâ ben bir para aldım, üzerinde bir tarafında Hazret-i Ali'nin resmi var, bir tarafında Peygamberimizin. İranlılar yapmışlar. Ondan bir tâne elime geçdi. Aldım, götürdüm evime koydum. Ama Efendimiz men etmiş, resminin yapılmasını, kendi resminin yapılmasını. Ama yapılmış bir defa, bozma. Allah'a istiğfâr et, Peygamber'den af dile. Olmuş bir defa, ne yapalım. Bozmak iyi değil.
* Sallallahu aleyhi vesellem Efendimizi sakallı görürsek nasıl oluyor efendim?
Sünnete olan riâyetindir senin. Sakalsız görürsen, sünnete olan riâyetsizliğindir. Acaba anlatabildim mi? Peygamber'in sünnetine riâyet etdiğin vakitde, Peygamber'i sakallı görürsün. Sünnetde noksanlığın oldu mu, Peygamber'i sakalsız görürsün. Noksan görürsün yani. Çünkü sen nasılsan aynada öyle göreceksin kendini. Aynada kendini görüyorsun, o manâya. 
Meselâ Ebû Cehil gelmiş Peygamber'e demiş ki, "Yâ Muhammed" demiş, "senden ekşi yüzlü, senden çirkin sözlü, bir adam görmedim ben" demiş. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, "Sadakte Yâ Ebâ Cehil" demiş. "Doğru söylüyorsun" demiş. Arkasından seyyidinâ Ebâ Bekir gelmiş, radıyallahu anh, "YÂ Resûlallah, senden tatlı sözlü, senden güler yüzlü kimse görmedim" demiş. "Doğru söyledin Yâ Ebâ Bekir" demiş. Sonra sahabe demişler ki, "Yâ Resûlallah, biri zemmetdi, biri medhetdi, ikisini de tasdîk etdiniz" demişler. "Ben bir ayna-i mücellâyım, cilâlı bir aynayım, her bakan bende kendisini görür" diyor. Onun için Peygamber'i sakallı gör, sakalsız gör, Peygamber'i görmüşsündür. Ama senin noksanlığındır o. Ve kâle'n-nebiyyü sallallahu aleyhi vesellem, "men reânî fi'l-menâmi fekad reânî, beni rüyâda gören beni görmüşdür, beni Şeytan temsil edemez rüyâda" diyor. 

* Hocam bu mübârek ayda, akşam namazlarımızı evde kılıyoruz, câmiye gitmemiz şart mı?

Akşam namazı müstesnâdır. Hattâ sen önce yemeğini ye sonra namaz kıl. Yemeğini yemeden namaz kılma. Aklın yemekde kalır sonra. Namaza durursun aklın yemekde kalır. Yemek ye de aklın namazda kalsın.

* Zuhr-ı âhir namazlarını geçmiş kazâ namazlarımızın farzına niyet ederek kılsak olur mu?

Olur. Zuhr-ı âhir dedin mi bir defa, hükmü yokdur onun, ne vâcibdir, ne farzdır, ne sünnetdir. Nevâfil olarak bir namaz kılınıyor. Bizim mezhebimize göre, farzda noksanlarımız olduğu vakitde, sünnetlerden ve nevâfil namazlardan ikmâl edilecek, yevm-i kıyâmetde. Hazret-i İmâm-ı Azam böyle ictihad buyurmuşdur. 

* Kamet getirmek lâzım mı?

Getirirsen getir, bir zararı yok. Mescidde olursa kâmete lüzûm yok, bir kâmet ediliyor, o kâfî gelir. Evde de öyle. On tâne kazâ namazı kılacaksın, bir kâmet getirsen kâfÎ gelir. Kadınların namazı kâmetsiz, hocaların sünnetsiz, dervîşlerin vakitsiz olurmuş. 

* Hocam, tüccar bir insan, bütün serveti malında, şunda bunda, nakit parası yok, o da zekât verecek mi?

Tabii verecek, vızır vızır. Öldü, ne olacak tüccarın malı? Hepsini yağma edecekler. 

* Hocam bir dükkan aldım, daha tapusunu almadım, bunun için zekât verecek miyim?
Hayır. Kirâya versen, kirâyı yemezsen, artarsa paran, o vakit zekât verirsin. Yersen zekât düşmez. Halka yedirmen de, alışveriş yapman da bir zekât sayılır. Para ne oluyor? Para halka gidiyor. Sen vermezsin ama öteki senden kazanır, o verir. Sen veremiyorsun, sana zekât düşmez ama, senin paranla öteki kazanır, o verir. 
* Hocam, adak kurbanından kendi yiyebilir mi? 
Kendisi yiyemez adak kurbanını, çoluk çocuğuna da yediremez, dağıtır. Dayanamadı, et pek güzelmiş, biraz kesdi. Kaç kilo kesdi? İki kilo. Rayiç kaç paradır? Onun parsasını sadaka olarak verir fukarâya. 
Ben size demedim mi beni imtihan etmeyin diye. 
* Hocam, Ramazanda adak kesilir mi?
Kesilir. 
* Hocam, namazda kötü şeyler aklıma geliyor, bu namazı sakatlar mı?
Hayır! Namazın bir rüknünde Allah huzûrunda olduğunu hatırladın mı kâfî gelir.  Bir evde mal varsa hırsız gelir çalmaya, demek ki sende nûr-i îmân var ki Şeytan geliyor sana. O da senin îmânının ve kemâlinin işâretidir. Anladın mı evlâdım? Namazın bir rüknünde, Allah huzûrunda olduğunu hatırladın mı, mesele kalmaz. 
Hattâ Cenâb-ı Peygamber demiş ki ashâbına, "Hiç içinizde, iki rekat namaz kılabilecek kimse var mı, aklına bir şey getirmeden, dünyâ işi getirmeden kılsın?" demiş. Biri demiş ki, "Ben kılarım" demiş. İsmini söylemeyeceğim sahabenin. "Yâ Resûlallah, ben kılarım" demiş. "Haydi kıl bakalım. Cübbemin birini vereceğim" demiş Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem. İki cübbesi varmış Efendimizin. Kılmış Hazret, sonra Peygamberimiz sormuş ona, dedi, "Nasıl, aklına bir şey geldi mi namazda?". "Vallahi Yâ Resûlallah, birinci rekatda gelmedi ama ikinci rekatda, hangi cübbeyi verecek diye aklıma geldi" demiş. 
Onun için kurtulamazsın hiç. Namaza durdun mu Şeytan sana fitne atacak. Genç adamsın sen. Onun için istiâze edeceksin. Namazda aklımıza gelen kötülükler, namazdan sonra "estağfirullah estağfirullah estağfirullah" dedin mi silinir gider. 

* Semâ' etmek de ibâdete girer mi?

Tabii, elbet, bal gibi. Hem de âşıkların semâ'ı ibâdetlerin kavîsidir. Görmüyor musun, Kur`ân'da, "وَتَرَى الْمَلَائِكَةَ حَافِّينَ مِنْ حَوْلِ الْعَرْشِ ve teral melâikete hâffîne min havli'l-arş" diyor Allah. "Melekler benim arşımın etrâfında semâ' ediyorlar" diyor okuduğum âyetde. Biz de ediyoruz semâ'. Ben de semâ' ederim. Ben dervîşim. Gerçi ben şeyhim, daha dervîş olamadım.

* Amcamın oğluna zekât verebilir miyim? 

Verirsin. Amcanın oğluna verirsin.

* Benim birâder, abdest almıyor, namaz kılmıyor, oruç tutmuyor, ona zekât verebilir miyim?

Müslüman mı? Müslümansa verirsin. Demin söyledik cevâbını. Namazı, orucu, onu alakadar eder. Bizi yalnız îmânı alakadar eder. "Lâilâheillallah Muhammedü'r-Resûlullah" dedi mi müslümandır o. İçinden inanmasa bile müslüman hükmü veririz. Zâhirine hükmederiz biz, veririz. 

* Ben emekli ikrâmiyemi aldım, param üç beş ay bankada durdu, bunun fâizini alıp bir fakire söylemeden verebilirsin diye bir yerde dinlemişdim. 

Yarım söylemiş hocaefendi onu. Fâizi fakire verdiği vakitde, Allah'dan afüv taleb ederek vereceksin, "Yâ Rabbi, beni affet" diye vereceksin. İnsan sadaka verdiği vakitde, Allah'dan sevâb ümîd eder. Haramdan gelen bir parayı verirken, sevâb beklemeyeceksin de Allah'dan afüv isteyeceksin. Sonra gel sana başka hüküm daha veririm ben. Sonra gel bana. Burada söylemek doğru değil. Çünkü Ramazan kafasıyla yanlış anlıyor cemaat. Ben diyorum ki, "Üç parmakla başına mesh etmek kâfîdir" diyorum, o kâfir anlıyor. 

* Hocam, intihar edenin cenâze namazı kılınır mı?

Bazı imamlara göre kılınır, bazısına göre kılınmaz. Bazısı demiş ki, intihar edenin mecnûn olması lâzım, hasta olması lâzım, cünûn illetine tutulduğu için kılınır demişler. Bazısı kılınmaz demiş. Ben kılmam meselâ. Ben de imamım ya. Mahalle imamı ama, mezheb imamı değil. Bazı imamlar demişler ki, mezheb imamları ama, "Mecnûn olmayınca bir adam kendine kıymaz" demişler, "cünûn da bir hastalıkdır" demişler. Merhametli davranmış onlar. Bazı imamlar da demişler ki, "Hayır, binâ-yı ilâhîyi yıkdığı için, namazı kılınmaz". Bir de ibret olsun ki bir daha yapmasın kimse demişler. 

* Satılamayan bir gayr-i menkûlün zekâtı nasıl verilir? Satıldığı zaman mı verilir?

Evet, satıldığı zaman verilir. 

* Bir seneden fazla durduğu zaman, ikinci sene ayrıca mı verilir?

Ayrıca verilecek tabii.

* Peki hocam, satamadan ölürse ne olacak. Meselâ bende var böyle bir gayr-i menkûl, satamadım. Satılmıyor da hakîkaten. Ölürsem ne olacak?

Senin niyetin var mıydı vermeğe o zekâtı, satdığın vakitde verecek miydin? Niyetin var mıydı yok muydu? Onu haber ver bana. Eğer niyetin varsa, vasiyet edeceksin. Ve vasiyetnâmeni her akşam başının altına koyup yatacaksın. "Ben filanca malın zekâtını vermedim, satdığınız vakitde zekâtını verin" diyeceksin. O akşam fare gelmiş, vasiyetnâmeyi götürmüş, sen de ölmüşsün. Böyle yazdığın için Allah âhiretde sormaz sana bir daha. Hesâb sorulmaz sana, "inneme'l-a'mâlü bi'n-niyyât"dır çünkü.

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön