Ramazan Soruları - 3 Temmuz 1981

10 Nisan 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri Cuma namazlarını kıldırdıkları mescidde Ramazan aylarında namazdan sonra bir müddet otururlar ve cemaatin suâllerine cevâb verirlerdi. Suâller daha çok oruca ve zekata dâir meseleler üzerine olurdu. Bazen de diğer ahkâm-ı şer'iyye hakkında sorular sorulurdu. İşte o sohbetlerden birini sizler için yazı dile çevirerek yayınlıyorum :

* İğne orucu bozar mı?

Oruçluyken iğne olabilirsin, câiz. İğne orucu bozmaz. Kan vermek orucu bozmaz. Kan aldırmak orucu bozmaz.

* Sefere çıkan orucu yerse ne lâzım gelir?

Gününe gün tutar. Daha açıkça anlatayım sana. Meselâ bugün oruca niyet etdin, ansızın bir şey çıkdı, memleketin Konya'ymış yâhud Sıvas'mış, trene binip gitmen îcâb etdi, yola çıkdığın vakitde orucunu açabilirsin. Açmaman daha hayırlıdır. Açmak istersen açabilirsin. Müsâadesi var. Allah müsâade etmiş. 

Hastalar, seferde olanlar oruçlarını yiyebilirler. Ama gizli yer, göstermezler. Halkın içinde yerlerse, o vakit hakâret çıkar. 

* Deniz orucu bozar mı?

Deniz orucu bozmaz, su kaçırmamak şartıyla. Hamama gitse bir adam gündüz, başını sabunlasa, gene oruç bozulmaz. Ama su kaçırırsan, su kazârâ da kaçsa, oruç bozulur. Gününe gün tutarsın.

* Abdest alırken istemeyerek su kaçarsa oruç bozulur mu?

İstemeyerek su kaçarsa, gününe gün tutarsın.

* Kazâ namazları hangi vakitlerde kılınabilir?

Her vakit kılınabilir. Üç vakit var, o üç vakitde kılamazsın. Güneş doğarken, zevâlde ve gurûbda. Güneşin gurûbunda o günün ikindisini kılabilirsin. Üç vakitde farzları kılmak yasakdır ama o günün ikindisini gurûb vaktinde kılabilirsin.

* Gün doğmuş sabah namazını nasıl kılacağız, kazâ olarak mı?

Edâ edâ, kazâ değil. Evvelâ sünnet, arkasından farz. Fazîletinden kaybeder yalnız. 

* İşyerindeki bayan arkadaşlar tesettüre riâyet etmedikleri hâlde oruç tutuyorlar, câiz midir?

Tutacaklar, tutacaklar, tutacaklar, tutacaklar, tutacaklar. Çıplaklığın günahı ayrı, ibâdet ayrı.

Kadın çıplakmış. Allah senin gözüne kapak halk etmiş. Kadın çıplaksa, örtünmüyorsa, sen gözünü kapayacaksın. Allah öyle diyor Kur`ân'da. Allah bir de boyun vermiş insana, gözünü kapayamıyorsan, boynunu çevirirsin. Boynun dönmüyorsa eğer, kadın bu tarafda mı, sen bu tarafa döneceksin. 

* Gecesi çok uzun olan ülkelerde nasıl ibâdet edeceğiz?

Oraya gidelim seninle beraber ben sana haber veririm onu. Ne işin var senin o taraflarla. İslâm'ın binâsı kaç? Beş. Bir adam zengin olmazsa, hacca gitmez ve zekât vermez. Kaça iniyor? Üçe iniyor. Abdestin farzı dört, adamın ayakları olmazsa ne olur? Üçe iner abdestin farzı. Vakit olmayınca sâkıt olur. Ama sen müslümansın, Allah'a ibâdet edeceksin, kılarsın, ibâdetini yaparsın, nâfile olarak. Bitdi, o kadar.

* Kul hakkı borcum olsa, fakat onu bulamıyorum ki ödeyeyim, ne yapmalıyım?

Müslümansa onun adına fukarâya verirsin. Sonra o adamla karşılaşırsan, verdin parayı, bir kaç gün sonra da o adam karşına çıkdı yâhud üç ay sonra beş ay sonra. "Gel arkadaş buraya, benim sana elli lira borcum vardı, yüz lira borcum vardı, seni ben senelerce aradım, bulamadım, ben bu parayı fukarâya verdim, kabûl ediyor musun etmiyor musun?". "Etmiyorum". "Al paranı". "Ediyorum". "Allah râzı olsun".

* Müslüman olmayan bir kişi bize bir iyilik yapsa, bizim ona Allah râzı olsun dememiz câiz midir?

Tabii. Câiz tabii. "Allah sana îmân nasîb etsin", "Allah sana islâm nasîb etsin" demekdir o "Allah senden râzı olsun" demek. Peygamber Hazret-i Ömer'e duâ etdi, kâfirdi Hazret-i Ömer vaktiyle ve islâm oldu sonra, Peygamber'in duâsıyla islâm oldu. Ömer ibn Hattâb islâm düşmanıydı hem de, neûzübillah, Ebû Cehil gibiydi yani. 

Onun için ne kadar âsî olsa hısım akrabânız, komşularınız, onlara bedduâ etmeyiniz, dâimâ salâhına duâ edin. Hıristiyan da olsa, "Yâ Rabbi hidâyet et" deyin. Bedduâ iyi değil. Hele de mü'min kardeşine beddûa etmek katiyyen iyi değildir. Dâimâ ıslâhına duâ etmek lâzımdır. Kâfire bedduâ edilir ama muhârebe zamânında, harb zamânında. Bu zamanda hidâyeti için duâ edilir. "Yâ Rabbi hidâyet et" demeli. 

* Banka fâizleri haram mı?

Onu müftüye sor. O büyük bir mesele. Ya Diyânet Reisine sor, ya İstanbul Müftüsüne sor. Ben küçük hocayım.

* Bir mikdar zekât vermem lâzım. Fakat bu sene bir oğlumu evlendiriyorum. Ne yapacağım?

Zekâtı vereceksin, zekâtı! Zekâtı vereceksin.

* Çingeneye zekât verilir mi?

Nasıl söz o! Çingene Allah'ın kulu değil mi! İslâm oldu mu seninle beraber. Mü'min oldu mu seninle cennetde beraber. Allah Çingeneye, Arnavuda, Türke bakmaz ki. Kim müttakîdir Allah indinde o makbûldür. İsterse Çingene olsun. Kendi kendine Çingene olmadı ya o, Allah Çingene yapdı onu. Bizim Çarşı'da bir bohçacı kadına bir Türk kadını, "Seni kör olası Çingene!" dedi, kadın şu cevâbı verdi, "Ben kendim Çingene olmadım, Allahım beni Çingene yapdı" dedi. Hoşuma gitdi benim, çok hoşuma gitdi.

* Sahura bazen kalkamıyoruz, oruca devam etmekdeyiz ama bazen kalkamıyoruz, bir mahzûru var mıdır?

Sahura kalkmazsan, sünneti terk etmiş olursun. Sünnetdir sahur. Hattâ Resûl sallallahu aleyhi vesellem, "İftarı ta'cîl edin, sahuru te'hîr edin" diyor. Yani ne demek bu? Akşam top patladı, şu namazı kılayım sonra orucu açayım dersen günahkâr olursun. Top patladı mı hemen orucunu açacaksın. Dayanabiliyorsan, gözün yemekde kalmayacaksa, namazı kılar, sonra iftar edersin. Ama açarsın  orucu evvelâ. Tuzla, suyla filan. Pişmemiş şeyle açmalı orucu. Hurma gibi, şeftali gibi, zeytin tânesi gibi, su gibi. Dayanabileceksen, aç orucunu, namazı kıl, sofraya sonra otur. Yok aklın yemekdeyse, huzûrsuz namaz olmaz,  karnını doyur, sonra namazını kıl. Sahur te'hîr edilecek, en son vakte bırakılacak. Bazısı ne yapıyor? "Ben on ikide yiyeyim de yatayım" diyor. Biraz zahmeti var ama Resûl'ün sünnetine uymak lâzım, felah ondadır. Sahura kalkmak te'kidli sünnet, kavî sünnet yani. 

Bektâşinin birisi hep sahura kalkar yemek yermiş, hem de gündüz orucu yermiş. Karısı demiş ki, "Ulan mülhid herif" demiş, "hem gece kalkıyorsun, bizimle beraber sahur yiyorsun, hem gündüz orucu yiyorsun" demiş. Kadına şu soruyu sormuş Bektâşi, demiş ki, "Oruç tutmak nedir?", "Farz". "Yâ sahura kalkmak?". "Sünnet" demiş kadın. "Şimdi ben farzı tutmuyorum diye sünneti de tutmayayım da gavur mu olayım" demiş, "farzı tutmuyorsak hiç olmasa sünneti yerine getirelim" demiş. 

Gülme hâ! Aynısı bugün de var. Ramazan günü oruç tutmaz, Bayram sabahı câmiye gelir namaz kılar. Aynı iş, Bektâşinin hikâyesindeki gibi. 

O kadar şerefli yani sahur, onu demek istiyorum. Hem sizi güldürdüm, hem size sahurun şerefini gösterdim. O kadar mühim. Peygamber Efendimizin sünneti çünkü. Hattâ bir adam hasta olsa, şerîat ona orucu yemeye müsâade etse, gene sahura kalkmalı. Bak ne söylüyorum. O kadar ehemmiyyetli. Peygamberimiz hep kalkmış, hiç bırakmamış. Efendimizin sünnetine ittibâan sahura kalkacaksın. "Yâhu hastasın sen oruç tutamazsın". Bozacaksın o uykuyu. Bir çay içersin, bir su içersin, ertesi gün gene orucunu yersin, hastasın çünkü. 

Hasta olmadan oruç yemenin cezası büyükdür. Hasta olmadan oruç yiyen kimse, ölürken susuz ölür. Bütün denizler, deryâlar hepsini ona su diye verseler, suya kanmaz, susuz gider âhirete. Sıhhatli adamın oruç yemesi katiyyen câiz değildir.

* Sahurda niyet lâzım mıdır?

Sahura kalkdın mı niyet işte o. Sahura niye kalkıyorsun? Oruç tutmak için. Niyet o.

* Üç ayları tutan bir kimse kurban kesmesi gerekir mi?

Hayır, hayır. Kocakarıların uydurması o. Nasıl olur? "Yâ Rabbi bu sene üç aylarda oruç tutmak bana nasîb olursa sana bir kurban keserim" diye nezr ederse olur. Nezir olursa olur. "Üç ayları ben tutarsam sıhhat u âfiyetle, nezrim olsun ki bir kurban keseceğim" derse, o vakit olur. Yoksa böyle üç ay oruç tutmuş diye kurban kesiyor, olmaz öyle şey. Kurban kurban bayramında, bir de nezir vardır, bir de çocuk doğduğu vakitde kesilen akîka kurbanı vardır. Bunlar vardır. 

* İbâdetimizin kabûl olduğunu nasıl anlarız?

İbâdetden zevk duyuyorsan, meselâ Cuma'ya geldin bugün, böyle bir rahata kavuşdun, bil ki Cuman kabûl oldu. Orucunun kabûl olduğunu nasıl bileceksin? Bayramdan sonra tekrar kötülüğe dönmezsen, doğru yola gidersen, Allah yoluna, bil ki orucun kabûl oldu. Bir adam hacca gitdi, haccın kabûl olduğunu nereden bilecek? Hacca gitmeden evvelki kötü huylarından kurtulursa, onları terk ederse, bilsin ki haccı kabûl olmuşdur. Acaba anlatabildim mi? Ama kabûl olmasa dahi farz üzerinden sâkıt olur, yani Allah'ın emrini yerine getirmiş olur. 

* Hasta orucu yer diyoruz, kanser de hastalık, grip de, bunun ölçüsü ne?

Her ikisi de yer. Allah öyle diyor. Bak ne diyor, "فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَر۪يضً fe men kâne minküm marîdan" diyor Allah, söylemiyor kanserdi, ülserdi diye, hasta olan diyor. Bunun nasıl anlarız, hastalığı? Oruç tutunca seni mahvediyor, perîşân ediyor seni, bayılıyorsun, mayılıyorsun, doktora gidersin, sâlih bir doktora, Allah'a ve Resûlüne inanmış bir doktora yani, doktor der ki, "Sen oruç tutmayacaksın", o vakit tutmazsın, orucu yersin. Gizli yersin. İyi olduğun vakitde kazâ edersin. İyi olmazsan gününe gün fitre verirsin. Paran yok, fakîrsin, o vakit istiğfâr edersin Allah'a. Hep kolaylık dîni İslâm. O zorluk çıkaranlar, kendileri zorlaştırıyorlar. Allah diyor ki, "يُر۪يدُ اللّٰهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلَا يُر۪يدُ بِكُمُ الْعُسْرَۘ yürîdullahu bikümü'l-yüsra velâ yürîdü bikümü'l-usr, ben size usru dilemiyorum, yüsru diliyorum, size meşakkat dilemiyorum, kolaylık diliyorum" diyor Allah. Dâimâ kolaylık.

* Hâl-i seferdeyiz, kazâ namazlarım var, onları kasırla mı kılacağım tam mı kılacağım?

Tam kılacaksın. Seferde kılmadığın namazları hazerde iki kılarsın. 

* Namazda dünya ahvâlini, dünya fikirlerini zihne getirmemek için ne yapmak lâzım?

Cenâb-ı Peygamber demiş ki, "Hiç dünya af'âl ü harekâtı aklına getirmeden iki rekat namaz kılan kim var içinizde?" demiş. Sahabeden biri kalkmış, "Ben kılarım yâ Resûlallah" demiş. "Haydi kıl bakalım. Eğer kılarsan sana cübbemin birini vereceğim" demiş. Namazı kılmış. Selam verdikden sonra Efendimiz demiş ki, "Aklına bir şey geldi mi?". "Yâ Resûlallah, ilk rekatda gelmedi ama ikinci rekatda hangi cübbesini verecek acaba diye düşündüm"  demiş. 

Olur öyle şeyler. Bu neden olur bilir misin? Bir evde para, mücevher filan olursa oraya hırsız tebelleş olur. Namaz cihad vaktidir. Şeytan bütün hırsızlığını yapar. Sen yalnız huzûrullahda olduğunu hatırlarsan, o sana kâfî gelir. Bir de bâb-ı müşâhedede olan zevât vardır, onlara perde açılır namazda, onlar başka âlemi seyrederler. Onlar dünyâdan ellerini çekerler. Onlar ayrı. Bizim gibiler, namazın bir rüknünde huzûrullahda olduğumuzu hatırlarsak, bize yeter o.

Efendi Hazretleri soru cevâb faslından sonra cemaate bir takım tavsiyelerde bulundular. Şöyle ki :
İftarda evde sakın çorbanın tuzu az olmuş maz olmuş diye kadına bağırıp çağırmayın, kavga gürültü çıkarmayın. Gündüz oruç tuttu, akşam kadının kafasına tencereyi geçirdi. Böyle yapma sakın hâ! Sofrayı hazırlarken âilene yardım et. Ekmeği kesiver, suyu götürüver. Sonra sofranın başında otur, çoluğunu çocuğunu topla, duâ et. İftar vaktinde yapılan duâlar mutlakâ kabûl olur. İster maddî, ister manevî. "Efendim, ben kaç defa duâ etdim, kabûl olmadı" dersen, kabûl olmuşdur ama senin istediğin şey senin hakkında hayırlı olmadığı için Allah sana dünyada vermez onu âhirete bırakır. Onun için hiç üzülme. İftar vaktinde, sofra başında Allah'dan isteyen mahrûm kalmaz. 
www.muzafferozak.com
Listeye geri dön