Ramazanı Ganîmet Orucu da Nimet Bil

10 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Divan-ı Kebir

NUTK-İ ŞERÎF

Gücün kudretin yetseydi bir işi bırakır da öbürüne sarılmaz mıydın? 
Bedenin söylediğin gibi olsaydı güzeller güzeli bir gönlün de olmaz mıydı?

Eğer gönül aşk yurduna dalıp da işe koyulsaydı 
Usanç gelip de sana "Ne işle uğraşıyorsun?" demezdi

Bayrâm yüz göstermediyse sana Ramazân'ı ganîmet bil 
Bayrâmdan uzaksın ama gamdan da uzaksın ya

İbâdetle itâatle aydınlanır isyânla da kararıp gidersin 
Şunu bil ki bî-çâre gönül muhakkak bir çâreye muhtâçdır

Eğer fakîr gönül şu ibâdete muhtâç olmasaydı 
Küfürden de îmândan da öte bir makâmda dâimî bir seyrânda olurdu

"Cânım la'ldir" diyorsun sakın böyle deme çünkü böyle la'l olmaz
O la'l değil düpedüz bir kaya güneş ışığından ayırma onu sen

Oruç mancınığıyla şu küfür kalesine şu karanlıklar burcuna taşlar yağdır ve o kaleyi hâk ile yeksan et
Ki eğer müslüman kalesi olsaydı o elbette minâresinde bir müezzin bulunurdu

Başı yüce pervâsız kişilerin kurbân bayramının ne olduğunu herkes bilseydi
Öküz misâli olan nefsin her bir parçası bir mezbahada asılır kalırdı

Fakîr gönlün yanıp yakılışı şu lokmanın bir parçacığını görseydi 
Yanıp yakılmasının yatışması için hiç durmadan kendini yakar dururdu

Şu aşk daha ilk konakda bu nimete zıddır 
Çünki aşka düşen kişi yiyip içmeye düşkün olmaz

Aşkdan bî-haber olan ehl-i dünyâ eşek ya da öküz gibidir
Eğer âşık olsalardı sürekli yiyip içip dururlar mıydı hiç?

Şu yiyip içme yüzünden karanlıklara daldıysan eğer 
Bil ki nefsin cevr ü cefâsından eteğin ıslanmış yenin yakan da yırtılmışdır

Deccâlin eşeğini yavaş yavaş açlıkdan gebertirsen eğer
Meydanda atıyla dönüp dolaşan Meryem oğlu Îsâ'yı görürsün

"Oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır" buyruğuna uyarsan eğer 
Her defa "Yâ Rabbi" deyişinde iki defa "lebbeyk" nidâsını duyarsın

Mevlânâ Celâleddîn Rûmî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî

ÎZÂH

Hazret-i Mevlânâ, son beytin başında "Oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır" buyruğu ile Sûre-i Bakara'nın 184. âyet-i kerîmesine işâret etmişdir. Cenâb-ı Hakk, bu âyet-i kerîmede, hastaların ve yolcuların oruç tutmamasına izin vermiş fakat âyet-i kerîmenin sonunda "Eğer orucun ne kadar hayırlı olduğunu bilseniz hasta da olsanız yolcu da olsanız orucu terketmezdiniz" meâlindeki "وَاَنْ تَصُومُوا خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ ve en tesûmû hayrun leküm in küntüm ta'lemûn" buyruğunu i'lân eylemişdir. Başdaki levhada yazılı olan da bu fermân-ı ilâhîdir.
Listeye geri dön