14 Haziran 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Peygamber Efendimiz bir bayram sabâhı bayram namazını kıldırdıkdan sonra mescidden dışarı çıkdı. Bakdı ki bütün çocuklar bayram yapıyor, oynaşıyorlar yalnız bir çocuk kenarda boynu bükük oturmuş ağlıyor. Resûl-i Ekrem Efendimiz pek rakîk yani ince kalbi oldukları için çocuğun ağladığını görünce hemen onun yanına giderek başını okşadı ve ona sordu :
Evlâdım, bugün bayram, sen niye ağlıyorsun?
Resûlullah'ı tanıyamayan çocuk, şöyle cevap verdi :
Ben ağlamayayım da kim ağlasın. Benim kimim kimsem yok. Babam bir gazâda şehîd olmuş, annem de başka biriyle evlendi, ben kimsesiz kaldım. Bugün sevinip oynayan çocukların karınları tok, sırtlarında da güzel elbiseleri var. Benim ise ne sırtımda doğru dürüst bir elbise ne de karnımda bir lokma var. Bu hâlde ben nasıl bayram yapayım?
Resûl-i Ekrem Efendimiz çocuğun bu sözlerini duyunca gözlerinden yaşlar boşandı ve çocuğa şöyle hitâb buyurdular :
Evlâdım, ister misin ben senin baban olayım, annen Âişe olsun, Fâtıma halan olsun, Ali amcan olsun, Hasan Hüseyin kardeşlerin olsun, ister misin?
Çocuk Efendimizin bu hitâbını duyar duymaz onu tanıdı ve sevinçle "Yoksa sen Resûlullah mısın?" dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz o yetîmi aldı, başını okşadı, omuzuna aldı, hâne-i saâdetine götürdü, yedirdi, içirdi. O yetîm yavrucak o vakit bayram yapdı.Efendi Hazretleri buyururlardı ki :
Sen de Resûlullah'ın yaptığı gibi yap ve yoksulların, yetîmlerin gözyaşını siliver. Gözyaşı silenin gözünün yaşını Allah siler. Yoksulları sevindirenleri Allah hem dünyâda hem âhiretde sevindirir.Efendi Hazretleri bu kıssadaki bir inceliğe de şöyle dikkat çekerlerdi :
Nasıl ki, Resûl-i Ekrem Efendimizin merhamet nazarına uğrayan bu yetîm çocuk bayram yaptıysa, sen de Resûlullah'ın böyle bir nazarına uğrarsan yani nazar-ı iltifât-ı Muhammediyyeye nâil olursan o vakit bayram yapacaksın.Efendi Hazretleri bu inceliğe işâret ederek sık sık şöyle duâ ederlerdi :
Yâ Rabbi! Senin Habîbini kırdık, incittik, gücendirdik, bize nigâh-ı iltifât-ı Muhammediyye ile bir kerre bakmasını te'mîn et.