Allahım, bana rüşdümü ilhâm et ve beni nefsimin şerrinden koru!
Günümüzde nedense bu hadîs-i şerîfin baş tarafı zikredilmiyor ve sadece duâ kısmı olan son cümle verilerek Peygamber Efendimizin duâlarından biri olarak gösteriliyor. Halbuki bu duâ Resûl-i Ekrem Efendimizin duâsı değil, yeni müslümân olmuş bir sahabîye ta'lîm ettiği bir duâdır.
Resûl-i Ekrem Efendimizin her sözünde ve her işinde sayısız hikmetler olduğu gibi öğrettiği bu kısacık duâda da nice hikmetler var. Biz bir mikdar beyân edelim :
Müslümân olan kişi her ne kadar şerî'at dâiresine girmiş olsa da henüz nefsinin kötü sıfatlarından kurtulamamışdır. Bunu yapmak için bir mürşid-i kâmilin terbiyesinde tezkiye-i nefs etmek gerekir. Kişi, tezkiye-i nefs edip nefs-i mutmainne mertebesine gelinceye kadar nefsinin şerrinden kurtulamaz. İnsan, beşe beş katsa da, her gününü oruçlu geçirse de bu böyledir. Resûl-i Ekrem Efendimizin ta'lîm ettiği bu duâda, kişinin "rüşdünün ilhâm edilmesini" istemesi, tezkiye-i nefs yolundaki sâlikin irşâda mazhariyyetine, "nefsinin şerrinden Allah'a sığınması" da tasfiye-i kalb ve tezkiye-i nefs etmeyenlerin başlarına belâ olan kibir, ucub, riya, hased gibi nefsin kötü sıfatlarına ve bunlardan kurtulmak için Allah'dan yardım istemeğe işâretdir.
Allahümme salli 'alâ seyyidina Muhammed
Allahümme salli 'alâ mürşidinâ Muhammed
Allahümme salli 'alâ şemsi'd-duhâ Muhammed
Allahümme salli 'alâ bedri'd-dücâ Muhammed
Allahümme salli 'alâ nûri'l-hüdâ Muhammed
ve 'alâ âlihi ve evlâdihi ve ashâbihî ecma'în