15 Kasım 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
O ne güzel mescid o. O ne güzel mescid. O ne güzel cemâ'at. Onlar ki Resûl-i Ekrem'in mübârek cemâlini gördüler, Resûlullah da onları gördü. Bir kısımları ise peygambere bakdılar ama göremediler. Çünkü bakmak başkadır, görmek başkadır. Onlar Ebû Cehiller ve onların emsâlleridir. Onlar, bakdılar göremediler. Îmân edenler, gördüler. Tabii herkes kendi çapında gördü, kendi isti'dâdı kadar gördü, Allah'ın taksîmi kadar gördü. Çünkü Allah, Allah ile bilinir, Muhammed sallallahu aleyhi vesellemi de ancak Allah bilir, kullar bilemez. Onun için "İnnallahe ve melâiketehû yusallûne 'alen nebiy. Yâ eyyühellezîne âmenû sallû 'aleyhi ve sellimû teslîma" âyeti okunduğunda, "Allahümme salli 'alâ Muhammed" diyoruz. Allah bu âyet-i kerîmede, "Ben meleklerimle berâber habîbim Muhammed'e salât ediyorum, ey mü'minler siz de salât ediniz" diyor. Biz de buna karşılık, "Yâ Rabbi sen salât et" diyoruz. Bunun ma'nâsı, "Ona lâyık olan salâvâtı biz bilemeyiz, ancak sen bilirsin, biz âciziz" demekdir.