Resûlullah'ın Büyüklüğü ve O'na Ümmet Olma Şerefi

5 Kasım 2022 tarihinde yayınlanmıştır.

İman

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Cennete ilk girecek olan kimdir? Habîb-i Hudâ'dır, Hazret-i Muhammed Mustafâ'dır. Hiç bir nebî-i zî-şân Efendimizden evvel cennete giremez. Yine aynı zamanda hiç bir nebînin kavmi ve ümmeti, bu Ümmet-i Muhammed'in an âsîsi cehennemden kurtulup cennete girmeyince, onlar cennete giremezler. Acaba anlatabildik mi? 

Çok güzel bir şey ve çok büyük müjde var. Ve aynı zamanda Cenâb-ı Hakk'ın indinde Cenâb-ı Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin kadr-i vâlâsının bir cüz'ünü bize bildirmekde bu, bir cüz'ünü! Çok yüce Allah indinde Peygamberimizin makâmı. Cennet ve cehennem Resûlullah'ın yedindedir. Allah cenneti ve cehennemi Resûlullah'ın yedine bırakmışdır. Bunları anlayanlar için söyledik. "Muhammed de benim gibi insandı" diyenlere sözümüz yok. İnsan cinsindendir ama senin gibi değildir. İnsan cinsindendir, abiddir. En yüce sıfatı da abdiyyetidir. Allah' a olan abdiyyetidir. Hazret-i Abdullah'ın mübârek sulbünden gelmiş, Hazret-i Âmine'nin mübârek rahmine düşmüşdür. Nûru evveldir, ba'sı sonradır. Hattâ Âdem aleyhisselâm toprak arasında iken Resûl aleyhi's-salâtü ve's-selâm, resûl idi nebî idi yani. Hattâ Âdem'in suyu ve çamuru karılmadan evvel de Hazret-i Muhammed nebî idi ve resûl idi. İnşâallah bu zevk âlemine dalarsın, bu zevki Allah sana ve bana tattırır, o vakit anlarsın sen peygamberinin bir mikdârını, bir cüz'ünü yani. 

Hakîkat-i Muhammediyyeye kimsenin aklı ermez. Hiç bir beşere Resûlullah'ın hâli ve mikdârı bildirilmemişdir. Allahu Sübhânehû ve Teâlâ onu isteyerek yaratmış, kendi nûrundan halk etmiş, Cenâb-ı Muhammed aleyhi's-salâtü ve's-selâmın ahvâl ü harekâtına vâkıf olan Allahu Teâlâ Hazretleridir. Ona binâen, Allah bize emreder ki, işte okuyoruz her Cuma günü, şân-ı vâlâ-yı Muhammed aleyhi's-salâtü ve's-selâmı, diyor ki Kur`ân-ı Mübîn, "اِنَّ اللّٰهَ وَمَلٰٓئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّۜ يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْل۪يمًا innallahe ve melâiketehû yusallûne 'ale'nebiyy, yâ eyyühellezîne âmenû sallû 'aleyhi ve sellimû teslîmâ", "Allah melekleriyle beraber habîbi Muhammedine salât ü selâm eder, ey müminler! ey îmân edenler, ey mü'minler!...

Dikkat et hâ! Allah'ın bir ismi mü'mindir, senin de bir ismin mü'mindir. Allah kendi esmâsından bir esmâyı sana vermişdir, mü'min esmâsını. "Ey mü'minler, siz de habîbim Muhammed'e salât ediniz". Biz ne diyoruz? "Allahümme, ey benim rabbim, salli alâ Muhammed, Yâ Rabbi sen getir" diyoruz. Manâsı ne demek bunun? Allah bize diyor ki, "Sen getir", biz diyoruz ki Cenâb-ı Hakk'a "Sen getir". Manâsı şudur ki, "Yâ Rabbi kullara verdiğin ilimle hakîkat-i Muhammediyye bilinmez, hakîkat-i Muhammediyyeye lâyık olan salâtı ancak sen bilirsin, sen Allahlığınla habîbin Muhammed'e salât et". Sallallahu aleyhi vesellem. 
Allah bizi Muhammed aleyhi's-salâtü ve's-selâmdan ayrımasın. En büyük felâket, en büyük hüsran O'ndan ayrılmakdır. Yarın kıyâmet gününde, cümle enbiyâ O'nun sancağı altına cem olur, livâsı altına cem olur. O'nun izni olmayınca, Cenâb-ı Hakk'a müracaat edip şefâat izni çıkmayınca hiç bir nebî şefâat edemez, hiç bir şehîd elini süremez, hiç bir âlim bir tarafdan bir tarafa gidemez. Ne zaman ki Resûl sallallahu aleyhi veselleme taraf-ı ilâhîden şefâat izni çıkar, ondan sonra cümle enbiyâ şefâat ederler. Cümle enbiyâ aleyhimü's-salâtü ve's-selâm de Resûlullah'ın şefâatine muhtâcdır. Ve Livâ-yı Hamd altında enbiyâ-i kirâm hazerâtı, enbiyâ aleyhimü's-selâm, cem olurlar.

"Lâilâheillallah Muhammedü'r-Resûlullah" diyenler, bu söze sâdık kalanlar, bu sözü hayatlarında söyleyip, son nefeslerinde söyleyerek, bu hâlle ahrete gidenler, O'nun sancağı altında cem olurlar. O'nun mübârek ellerinden, Âb-ı Kevser'den nûş ederler, içerler yani. Resûlullah'ın iltifâtına mazhar olurlar. Arşın gölgesinde gölgelenirler. Allah ve Resûlüne muhib olanlara, dost olanlara korku yokdur, mahzûniyet yokdur. Ne bırakdıklarından mahzûn olurlar, ne gitdiği yerden korkutulurlar ve korkarlar. Onlar Hakk'ın dostları, Allah onların dostlarıdır. "اَلَٓا اِنَّ اَوْلِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۚ elâ inne evliyâallah, lâ havfün 'aleyhim velâhüm yahzenûn". 
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön