16 Kasım 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Şunu da sana haber vereyim ki, acabâ peygamberim beni seviyor mu diye düşünürsen, bilesin ki, senin kalbinde peygambere ne kadar muhabbet varsa, Resûl'ün de sana karşı muhabbeti o kadardır. Îmânının kemâlini istiyorsan, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimizi her şeyinden ziyâde sevmen lâzımdır. Peki, bir kimse bir kimseyi zorla sevemez çünki sevgi ve muhabbet irâde-i cüz'iyyede değildir. Yani temâyülât-ı kalbiyye ef'âl-i ihtiyâriyyeden değildir. Kalbin meyli insanın irâdesinde değildir. Peki öyleyse bu iş nasıl olacak? Resûlullah'ın en ufak sünnetinden en büyük sünnetine varasıya kadar icrâ etmeye çalış. Hem ferdî sünnetlerini yap, hem de ictimâî sünnetlerini. Bu milletin ve ümmetin başına gelen felâketlerin bir tânesi de, peygamberimizin ictimâî sünnetlerini terketmelerdir. Ferdî sünnetlerini tutmuşlardır ama ictimâî sünnetlerini tutmamışlardır.Efendi Hazretlerinin burada bahsettiği ferdî sünnetler, misvak kullanmak, yemeği sağ elle yemek, yemeğe başlarken besmele çekmek, suyu oturarak içmek gibi şahsî sünnetlerdir. Namazın, orucun, haccın sünnetleri de hep böyledir. İctimâî sünnetler ise fukarâya yardım etmek, yetîmlere sâhib çıkmak, ilim ve san'at öğrenmek ve öğretmek, okul yaptırmak, âlim yetiştirmek, ağaç dikmek, hayır eserleri yaptırmak, düşmanlara karşı her bakımdan mücehhez ve hazırlıklı olmak gibi cemiyetin tamâmını alâkadar eden işlerdir.