Resûlullahın Sünnetlerini Yapabiliyor musun?

29 Ekim 2022 tarihinde yayınlanmıştır.

Sünnet-i Resul

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Efendiler! Resûl-i Ekrem'in kalbi gâyetle incedir. Çok rahîmdir, çok şefîkdir, hemen kırılır, hemen darılır yani üzülür. Onun için Resûl-i Ekrem'i üzme. Âline, ashâbına, ensârına, evliyâsına, ulemâsına dil uzatarak O'nu üzme. Resûl-i Ekrem'i üzme. Sünnetlerine ihânet ederek O'nu üzme. Hattâ bir zât Resûl-i Ekrem'i görmüş, âlem-i ma'nâda, zâhid bir adam. Efendimiz ona yüz vermemişler. Demiş ki, "Yâ Resûlallah, ben ulemâdan işitdim ki, peygamberler ümmetlerini baba evlâdını tanır gibi tanırmış. Beni tanımadınız mı?" deyince, "Benim sünnetimi terk edeni ben tanımam" buyurmuşlar. 

Ama sünnet denildiği vakit, bir çok sünnetler var. İctimâî sünnetler var, ferdî sünnetler var. Biz ekseriyâ ferdî sünnetleri tutarız, ekserimiz, ama ictimâî sünnetlere el uzatmayız. İctimâî sünnetler çok mühim.  Oralara hiç uzanmayız. Meselâ diyor ki Ümmü'l-mü'minîn Hazret-i Hümeyrâ, yani seyyidinâ emîrü'l-mü'minîn Ebâbekir Sıddîk Hazretlerinin kerîme-i muhteremesi, yani annemiz, ümm'ül-mü'minîn, mü'minlerin annesi, Peygamberimizin âilesi, yine Hazret-i Ömer'in kızı, radıyallahu anh emîrü'l-mü'minîn Ömer ibn Hattâb'ın kızı diyor ki, iyi dinle!, "Bir gün biz Resûl-i Ekrem'e dedik ki, 'Yâ Resûlallah, eskiden ashâbın fakîr idi, onlara evde ne varsa verip yediriyordun, bunu biz de kabûl ediyorduk ama şimdi ashâbın biraz zenginleşdiler. Senden fazla bir şey istemiyoruz dünyâlık, sabahleyin kalkdığımız vakit ekmek torbasında bir parça ekmek bulalım". Çünkü Resûl-i Ekrem geceden hepsini dağıttırıyordu fukarâya. Kapısının önünde Ashâb-ı Suffe oturuyor, onların yiyeceğini Peygamber temin ederdi, sallallahu aleyhi vesellem. 

Yapabildin mi? Yapabilecek misin? İctimâî sünnetlerden bir tânesi. 
Meselâ Hazret-i Hamza'yı, pek sevdiği amcasını, paramparça etmişler, paramparça edenleri ve ciğerini çiğneyenleri Peygamber affetmişdir. Yapabilir misin böyle bir şey, soruyorum? Tabağın sonunu sıyırıyorsun, gâyetle güzel. Misvakla dişini yıkıyorusun, o da güzel, sünnet-i seniyye. Böyle sünnetleri yapabilecek misin acaba? Amcasını kaç parça yapdılar ve ciğerini yediler, onları dahi Peygamber affetdi, sallallahu aleyhi vesellem.

Hele Mekke günü, Mekke'yi feth etdiği vakit, sordu Mekke ashâbına, dedi, "Bana îmân edenlere böyle eziyet ve cefâ etdiniz, beni memleketimden sürüp çıkardınız, bana îmân edenleri çıkardınız, bizim muhâcir olmamıza sebeb oldunuz. Şimdi Allahu Teâlâ bana nusret verdi, abdine, abd-i hâssına, benden ne bekliyorsunuz, size ne yapayım ben şimdi?". Hepsi boyunlarını bükdüler dediler ki, "Biz Yûsuf'un kardeşleriyiz" dediler. Malûm ya, vaktiyle Yûsuf'un kardeşleri de Yûsuf'a ihânet etmişler, kuyuya atmışlardı. Onu hatırlatıyorlar Peygamberimize. "Biz Yûsuf'un kardeşleriyiz". O vakit Fahr-i Risâlet buyurdu ki, "Hepinizi affetdim" dedi. Af. Affa girdiniz. 

Mü'minin kalbinde kîn, adâvet, buğz, hıkıd, benlik, varlık, ucub, kibir, riyâ, bunlar olmayacak. Kalb tertemiz olacak ki, tecellî-i ilâhî oraya nüzûl eyleye, tecellî eyleye. Onun için diyor ki bir veliyyullah, 

Sür çıkar ağyârı dilden tâ tecellî ide Hakk
Pâdişah konmaz sarâya hâne ma'mûr olmadan
Kalbin tathîr olmayınca Hakk Teâlâ oraya tecellî etmez. Allah'ın sevmediği bu sıfatları at. Bu da kimlerdir? Allah Resûlü Muhammed Mustafâ'nın ahlâklarıyla ahlâklanırsan eğer, işte o vakit, kalbinden Allah'ın adüvvünü çıkarmış olursun. O'nun da sünnetlerine riâyet etmek şartıyla.

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön