Bütün 'âriflerin cânı Cenâb-ı Şeyh-i Ekber'dir
'Ulüvv-ı ka'bını takdîr için 'akl-ı beşer yetmez
Ledünnî 'ilminin kânı Cenâb-ı Şeyh-i Ekber'dir
Kulûb-ı 'âşıkânı nûr-ı feyzi pür-ziyâ eyler
'İnâyet şems-i rahşânı Cenâb-ı Şeyh-i Ekber'dir
Gubâr-ı âsitânı çeşm-i 'uşşâka devâ-bahşâ
Velîler cân-ı cânânı Cenâb-ı Şeyh-i Ekber'dir
Velâyet mülkünün sultân-ı zî-şân-ı lütuf-kârı
Ma'ârif mihr-i tâbânı Cenâb-ı Şeyh-i Ekber'dir
Hakâyık bahrının gencîne-i zî-kıymeti el-hak
Mürîdânın kerem-kânı Cenâb-ı Şeyh-i Ekber'dir
Tecellî-gâh-ı feyz-i akdes olmuşdu dil-i pâki
Görünmez misl-i 'irfânı Cenâb-ı Şeyh-i Ekber'dir
Yüzün sür pâyine Vassâf hem ondan eyle istimdâd
O sultânın ki 'unvânı Cenâb-ı Şeyh-i Ekber'dir
Hüseyin Vassâf Efendi
Kuddise Sırruh