29 Aralık 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, dar görüşlü âlimlerin, İslâm'a davet husûsunda yapdıkları hatâlardan bahsederlerken, "Bizim ulemâmız da biraz acâibdir" buyurdular ve vaktiyle bize mürâcaat ederek müslüman olmak isteyen Ruslara bizim hocaların nasıl mâni olduklarını şöyle anlatmışlardı :
İkinci Murad zamânında Ruslar bize mürâcaat ediyorlar, târihî vukûâtlar şimdi bunlar, islâm olacaklar, ulemâya diyorlar ki, "Bize iki şeye müsâade edin, biz müslüman olalım" diyorlar. Nedir? "Birisi, bizim memleketimiz çok soğukdur, domuz eti yeriz, başka yiyeceğimiz yok bizim, domuz yiyeceğiz biz, bir de şarap içeriz, çünkü soğuk bizim memleketimiz" diyorlar. "Buna müsâade edin, müslüman olalım" diyorlar. Ulemâ, "Hayır, olmaz" diyor. Yâhu desene, "Günah olarak kabûl edin ve yapın" deselerdi, çocukları bırakırdı bu işi, bir daha yemezlerdi. Sonra niceleri müslümanlar oldular oralarda başdan aşağı. Bizimkiler "Olmaz" diyorlar, "Yok, katiyyen olmaz öyle şey, gavur olursunuz" filan. Gavurluk başka, o iş başka. Bir adam domuz eti yese, gavur olmaz ki, günahkâr olur. İrtikâb-ı me'âsî küfrü mûcib değildir, sünnî akâdinde, bizim akâidimizde. Ama Allah muhâfaza etsin, ben domuz eti yiyelim ma'nâsına konuşmuyorum. "Günah olarak kabûl edin ve yiyiniz ama yavaş yavaş terkedin" filan deselerdi, İslâm ile müşerref olacaklardı. Sonra Ruslar ne yapdılar? Bizans'a geldiler, Bizans'dan Ortodoks mezhebini kabûl etdiler, hıristiyan oldular. O Deli İvan sopayla, kamçıyla, dayakla hıristiyan yapdı onları ve bizim başımıza belâ etdi. Şimdi de dünyânın başına belâ oldu. Önce dünyanın başına belâ olmadı, evvela bizim başımıza belâ etdi. Dünyânın başına niye belâ oldu? Garblılar İslâm dînîne hücûm etdiler, müslümanları yıkınca, Allah o belâyı onların başına verdi şimdi. Müslümanları yıkmasalardı, ortada bir kuvvet vardı, mesele kalmazdı. Yıkınca Cenâb-ı Allah onların başına Rus belâsını, dinsizlik belâsını verdi. Çünkü ne câmi, ne kilise.